TC devleti eni sonunda samimi bir itirafta bulundu: bu ordumuz gerillaya karşı savaşamaz.
Biz yukarıda dile gelenleri yıllar yılıdır söylüyoruz. Dilimizde tüy bitti ancak bir türlü kavratamadık.
Zararın neresinde dönülürse kar olduğu söylenir. Bu kadar zarardan sonra çokta akıllı bir tespit olmasa da yine de akılsızlığı ifade etme anlamında bir doğru tespittir yapılan.
Dünyanın en büyük 9. Ordusunun TC ordusu olduğunu geçenlerde bir haberde okuyoruz. Az buz bir ordu değil, dünyanın en sayılı ordularından olmak. Buna siz birde polisini, korucularını, jitemcilerine ve tabii şimdi burada isimlerini sayamayacağımız o kadar çok paramiliter gücü de ekleyin.
Dünyanın 9. uncu büyük ordusu gerillaya karşı savaşamaz haldedir. Bu gerilla ise dünyanın en fakir halkının gerillası. Bunun içinde her gün her gün TC askerliğine kimsenin gelmemesi için açıklamalar üzerine açıklamalar yapıyoruz. Böyle bir orduda erken ölünür diyoruz. Kaldı ki ölünecek nedenler varsa yine de bir anlam ifade edebilir ölmek. Ne var ki ölmenin de bir anlamı yok. Birkaç rantçı, ırkçı, kafatasçı, milliyetçi, dogmatik, bilmem kaçıncı paradigma da çakılı kalmış yönetici ve kapitalist için bu kadar halkın çocuklarının ölmesi gerçekten ne kabul edilir, ne de kaldırılabilinecek bir durumdur.
Ordu komutanı “ordumuz kendisini savunabilir” diyor, eski meclis başkanı “eğitimleri yetersiz” yani gerilla hep böyle vura biliyor demek istiyor. Ama bunların söylediklerine biz bir şey eklemeden Türkiye halklarına diyoruz ki: Askerliğe gelmeyin. Orduya gelmeyin. Kendi çocukları gelsin gerillaya karşı savaşsın. O zaman görürdük: “ordumuz kendisini savunabilir” söylemlerini. Başkalarının çocukları ölürse, başkaların anaları ağlarsa, başkaların ocaklarına ateş düşerse bol keseden konuşmak rahattır.
Hatırlayanlar vardır: “askerlik yan yatma yeri değildir” diyen Erdoğan’ı. Evet askerlik yan yatma yeri değildir, ancak çocuklarınız para babalarınız abd’lerde okurken, gezip tozarken, sadece ve sadece birkaç gün askerliği o da en lüks ortamda yaparken, “askerlik yan yatma yeri değildir” söylemleri rahattır.
Askerliğin yan yatma yeri olmadığı kesindir. Askerliğin çok ciddi tehlikeler barındırdığı da kesindir. Ve nitekim ateş sahası olduğu da kesindir. Ve ölümlerin her zaman yaşandığı, yaşanacağı da kesindir.
Özcesi iflas eden bir orduda askerlik yapmak gerçekten beraberinde iflası getirir. Hele birde iflas eden bu orduyu yürüten iflas eden siyasetçileri varsa. Kendi deyimleriyle müflislerin bulunduğu bir yerde askerlik yapmak gerçekten hak değildir.
Yukarıda dile gelenler askerlikle bağlantılıydı. Yani iflas eden bir ordunun duruşuyla bağlantılıydı. Siz buna birde bu iflas etmiş ordunun oldukça faşizan, ırkçılık kokan, bir halkı yok sayma anlayışı üzerinde yürütüldüğünü eklerseniz bu orduya hizmet etmenin ne kadar daha az gerekçesi kaldığını görürsünüz.
Israrla yok saymanın, bir halkın haklarını görmezden gelmenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İki de bir bu Kürtler bizi bölmek istiyorlar hikâyelerinin de hiçbir akla yatar yanı yoktur. Çünkü Kürtler özelde de gerillasının öyle bir hedefi yoktur. Ancak bu topraklarda biz özgürce yaşamak istiyoruz. Bu topraklarda halkımızın var olma haklarının tümünü pratikte yaşanması istiyoruz. Ve halkımızın da aynen başka halklar gibi kabul görmesini istiyoruz. Bu bağlamda kimsenin hiçbir şeyinde hiçbir gözümüz yoktur. Olamaz da. Biz sadece halkımıza ait olanlara saygı gösterilmesini istiyoruz. Dediğimiz gibi ne fazla ne az. Hepsi bu kadar.
Şimdi böyle duran bir gerillaya saldırmanın bir anlamı var mıdır, herhalde yoktur. Böyle duran bir gerillaya karşı savaşmanın bir anlamı var mı, herhalde yoktur. Böyle bir gerillaya karşı kendi evlatlarınızı savaşa sürmenin anlamı var mıdır, herhalde yoktur.
Eğer yoksa o zaman lütfen evlatlarınızı askere göndermeyin. Evlatlarınızın ölmesine inanın, sizler kadar bizde üzülüyoruz. Ancak evlatlarınız bizim dağlara geldiklerinde çiçek toplamak için gönderilmiyor. Bizleri öldürmek için gönderiliyor. Öldürmeye gönderirlerken kendi çocukları Burdur’da ya da başka yerlerde askerlik yapıyorlar, ancak sizin evlatlarınız dağlarımıza bize saldırmak için gönderiliyor.
Uzatmadan, siz buna kendi itiraflarını da eklerseniz ne demek istediğimizi anlarsınız.
Lütfen ama lütfen evlatlarınızı TC askerliğine göndermeyin, evlatlarınızın katili olmayın, kanlarına girmeyin. Bırakın onlar yani para babaları, iflas eden ordunun komutanlarının oğulları gelsinler.
İnanın bunların oğulları Kürdistan dağlarına savaşmaya gelmeye başladıklarında bu savaş sona erecektir hem de çok kısa zaman içerisinde sonlanacaktır…
Kasım Engin