HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Bu aralar birileri barış olmalıdır, geleceğimizi karartmayalım, geçmişi bırakalım diye duyarlı olduklarını sanmakta. Savaş koşullarının acılarından bir tad almayan, babası cezaevinde olmayan, annesi katledilmeyen, kardeşi dağlarda olmayan, evi barkı olmayıp metropol kentlerinin varoş köşelerindeki atölyelerde karın tokluğuna çalışan ve geleceğini sorduğunda cevap alamadığı akrabaları olmayan, en önemlisi bu savaşta bedel vermeyenlerin ucuz ve gündelik söylemlerini okuyorum. Aslında başta isimlerine bakarak okumaya değer diyorum ama sonra pişman oluyorum. Çünkü isimlerine layık olmaları ve düşüncelerinin tarafsızlığına sevdalılıklarını bırakmaları gerektiğine inanıyorum.

PKK değişti. Ama birilerinin istediği gibi ya da beklediği gibi olacağını nereden çıkardınız. Birilerine göre olacak ise o zaman dünyanın tek bağımsız örgütü olma unvanını nasıl koruyacak? Geçmişte bireylerin yaptığı hataları ve eksiklikleri, bir halkın uyanışını sağlayan, yol gösteren, her zaman onların yanında olan ve sonuna kadar da olmaya devam edecek olan bir örgütün üzerine yıkmanın alemini ancak çapsız birileri yapar. Onları da insan olmasına rağmen maalesef kimse ciddiye almaz.

Geçmişi olmayan halkların metropollerde ne hale getirildiklerini ve bazılarının romantizmin mekanları olarak tanıdığı yerlerde Kürt halkının nasıl kültürel soykırım altında tutulduklarını bilmiyorlar mı? O sade, güzel, saf, dürüst ve sevgi dolu beyinlerini kirleten düşüncelere karşı savaşan Önderinin kandırma ve oyalama yani haince nefessiz bırakıldığını duyması sonrasında evinde güzelce oturamayacağını, bir vicdanı ve ahlakı olduğunu bilmiyorlar mı? Biliyorlar ama, çizgisi belirsiz sözde sosyalist mantıkları, vicdanlarının ve hislerinin önüne geçiyor.

PKK örgütünün savaşı istemediğini, insani ve yaşamsal haklarını ve özgürlüklerini yakalamak için, soykırımdan kurtulmak için binlerce canını dağa gönderen ailelerimizin gönül birliğiyle onurluca bu işi sonlandırmak istediğini bile bile saçma cümleler ve söylemlerle aydın duruşlarını zedeleyenlere yazıklar olsun.

Siz ne anlarsınız bu işlerden diye çok ayrıntılara girip, sayfalarca yazıp bazı yaşı ilerlemişlere haksızlık etmeyiz. Türk milliyetçisi geçinen de, solcusu da bu yöntemlerle artık olmaz diyor. Nedir sizin yöntem olarak sunduğunuz? Çok basit ve ezberlenmiş söylemlerle, mazlum insanların -bazı hataları da olsa- haklı taleplerine şikayet yaparak mı yaşayacağız yoksa şiddetten bir türlü vazgeçmeyen rantçılardan mı kendimizce hesap soracağız?

Başta herkes kendini bir yere koysun ve ona buna laf yetiştirip hep isteyenler arasında yer almasın. Biz de yıllarca istedik, barışın olmasını istedik. Geçmişte ne yaşanmışsa yaşanmış, karşılıklı müzakereler ve uzlaşılar ile özeleştirilerin pratik olarak verileceği çalışmalar içerisine girilmesini istedik. Peki, cevap nedir? Siz ölmekten başka bir şey hak etmiyorsunuz. Siz sadece iyi ölürsünüz, gerçekten bunu sizden daha iyi başkası asla yapamaz deyip gerekli senaryolar ve anlaşmalar devreye koymadılar mı?

Bir yandan aşağılayarak ve ince esprilerle rezil ederek, diğer yandan hep güçlü diye, kutsal diye tabir ettiğiniz devlet babanızdan neden bu kadar talepte bulunmuyorsunuz? Gücünüz hep güçsüz diye gördüklerinize yettiği için olsa gerek.

Uzlaşarak geleceği karanlık halden çıkaracak tarihi bir sürece, strateji değiştirerek giren bir hareketin, savaşını kontrollü bir halde, demokratik eylemliliğini kontrollü bir halde, inisiyatifleri, özgün ve bağımsız duruşları kontrollü bir halde tutabilmesi başlı başına zor ve bir o kadar da ustalık isteyen bir husustur. Bu ustalığı, kendisini devlet diye tabir edenlerden de istemesi gayet doğaldır. İnsanlara özgürlüklerinin kısıtlandığını hissettirecek yanlışları yapan devletin işlemez hale gelmesini istemek de gayet doğaldır.

Birilerinin size yaptıklarından onları sorumlu tutmadan önce, bana karşı olmasının nedeni nedir diyerek değerlendirmeye başlanmalıdır. Her şeyin bir nedeni vardır. Herkesin de sabrı bir yere kadardır. Sadece sonuçlara ve magazinvari haberlere bakarak dünyayı değerlendirecek çapsızlıklara da gerek yoktur.

Toplumsal barışı sağlayacak kişiyi öldürme girişiminin toplumsal savaşı isteyen bir zihniyet tarafından yapıldığını bir an bile unutmadan, soykırım tehdidini hissederek özgürlük mücadelesine atılan binlerce gencin bu zihniyeti durdurmak için savaştığını unutmadan, her iki halkın aydınlık geleceği için gerekli yol, yöntem ve metodların hepsini cesaretlice deneyecek bir örgütün varlığını unutmadan yaşamak her vicdanlı insana gerekir.

Rodan Zap