HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Hayat tatlıdır doğru. Kimse kolay kolay ne bundan vazgeçebilir ne de tadını bozmak isteyebilir.

Bütün bu onursuzluk içinde olan ama biraz da olsa arayış içine girmesi an meselesi olan insanlarımızın bu halkın ve gelecek kuşakların yaşamını düşünecek büyüklüğe gelmiş olmalarını var sayarak bencilliği bırakacaklarına inanıyorum.

Hep ben rahat olayım, bana kimse dokunmasın deyip ya da, aman şu yanlışı yapmayayım gibi sürekli ensesinde biri onu izliyormuş gibi hayatını zindan edenlerin, artık kendisinden başka insanları da düşünmesi gerekmez mi? Biz ki nice önder kişilikler ve halk öncüsü sanatçılar tanıdık, şiirler okuduk, ezgilerle coştuk, sloganlarla kendimizden geçtik. Direndik, mücadele ettik. Biraz oturup düşündüğümüzde bütün yapmak istediklerimiz, ancak biraz yük ve sorumluluk altına girdiğimizde gerçekleşiyor.

Bir Kürt genci kendince bir yoruma gittiğinde ben genç ömürlü taptaze bir insanım diyebilir. Ama mazlum bir halkın evlatlarından biriyse, kitap okumuyorsa, yanındakine Kürt halkının acılarını paylaşalım, duyarlı olalım demiyorsa, dilimizi inkar edenlere karşı sen hangi hakla halkıma böyle dersin demiyorsa, onun sadece içi boş, lümpen, vaktini haylazlıkla geçiren sıradan biri olduğu kanıtlanır.

Hayat çok tatlıdır evet. Ama tadını çıkaramadıktan sonra ne anlamı vardır. Hayatına kast eden durumlardan uzak durmak için aileden aldığın nasihatlerin yardımıyla pür dikkat olabilirsin. Ancak farkında olmadan bir sistem içerisinde nasıl yaşattırıldığını görmenin zamanı geldi.

Yapılan bazı propagandalarla; hayalini gerçekleştirmek senin elinde, ileride ne olmak istiyorsun, zengin olmak için çalış vb.. safsatalara inanacak kadar cahil ve basit insanlardan biri olmamak için artık bazı söylemlere kulak tıkamanın faydası olduğunu düşünüyorum. Güzelim hayatı insanlar için çekilmez, stresli ve ömrü boyunca hamal gibi çalışma mekanı haline getirenleri fazla dinlemeden, geçmişine, diline ve kültürüne bağlı her demokrat insanın yaptığı gibi yüreğinin sesini dinleyerek, anlamlı, sade ve dürüst yaşama gelmenin başlangıcını yapmak, haysiyetli ve onurlu bir davranış olacaktır.

İçinde mücadele olmayan bütün yaşam biçimlerinin tadının olmadığını yeni anladığımızda bizlere sunulan ve koca bir yalandan ibaret olup, temelinde seni köle gibi ölene kadar sömürme üzerine kurulmuş bir sisteme karşı özgürce bir duruşu sergileyeceğimizden kuşkum yok. Paranın ve bazı mevkilere gelmenin peşinde ha bire koşturup duran büyüklerimizin pişmanca ve mecburi yaşamını kabul edenlere söylenecek pek cümlemiz yok. Özgürleşmediğimiz sürece hiçbir yaşam biçiminin sağlıklı ve huzurlu olacağına inanmayanların mekanına, mazlum insanlarımızın onur ve haysiyetlerinin her şeyden daha değerli olduğuna inananların mekanına varmak gibi bir özlemi gidermek bizim ellerimizde.

Maddi ve manevi olarak sadece bazı kesimleri güçlü kılan ve diğerlerini güçsüzleştirerek kendilerine hizmetçi yapan bu düzenin değersiz bir hizmetçisi olmak ya da olmamak tercihe bağlı. İş sahibi bir baba ya da ev sahibi bir ana olmadan önce içinde yaşadığımız toplum için bir şeyler yapmak gerekiyor. Hırsızlığın, açlığın, fuhuşun, cahilliğin, ölme ve öldürmelerin, karşılıklı saygısızlık ve küçük düşürmelerin olduğu bir yaşam için tatlıdır, güzeldir, iyi günler göreceğim konusunda umutluyum demek kendini kandırmak olur.

Ben mi kurtaracağım, bana ne başkaları yapsın deyip kendi acılarını uzatan binlerce sürü içinden, sadece birileri için değil, kendisi için de anlamlı ve onurlu yaşama imza atacak genç yüreklerin akın akın gelişini izlediğimizde onları çok şanslı görüyorum.

Bütün tasfiye etme planları ve anlaşmalarına rağmen kendi değerlerine kilitlenmiş ve düşmanını bu yönlü dize getirmenin arifesini yaşayan bir örgüt içine gelerek aslında kendi hayatlarını oluşturuyorlar. Başkalarının istediği gibi değil de, kendi özlem ve amaçlarını istediği gibi yerine getirmenin demokratik ortamına gelerek kendi hayatlarına ayrı bir tad katıyorlar. Yeme içmeden daha değerli olan sevgi ve saygının karşılıklı ve düzeyli olduğu hayatın tadını birlikte yaşamak dileğiyle………..

Doğan Irmak