Kürdistan’da kıyasıya bir mücadele sürüyor. Ve bu mücadele daha da kapsamlı sürdürülecektir. Artık özgürlük kavgası sadece vur kaç taktiğiyle yürütülmeyecektir. Vur kaçta olacaktır ancak esas olan TC faşist sistemini Kürdistan’da felç etmek olacaktır. Felç kelimesini bilirsiniz, bir şeyi hareketsiz bırakmak manasında kullanıyor. Ve sözün tam manasıyla yeni gelişen devrimci dalga faşist TC devletini tam hareketsiz ve felç etmek olacaktır. Bu ise inanılmaz ölçüde sert bir mücadele süreci demektir. Kavganın dozajı daha da artacaktır. Şimdilik olup biten bir yoldaşımızın yazdığı gibi ve sadece bir lele provasıdır.
Şimdi bunun için diyoruz ki öncelikli olarak tüm Kürt gençleri böylesine bir süreçte TC askerliğine gitmeyin. Hem bize karşı sizi çıkartıyorlar, savaştırıyorlar. Sonra da çıkıp kendi kirli özel savaş televizyonlarında “bakın bir kürdü vurdular” diyerek bize hakaret yağdırıyorlar. Halbuki dünyanın neresine giderseniz gidin işgal edilmiş topraklara karşı verilmesi gerekli olan haklı olarak bir özgürlük direnişi ve kavgasıdır.
Bugün dünya Kürtler için “en büyük nüfuslu olupta devleti olmayan halk” diye söylüyor. Biz bir devlete sahip olmaya çok meraklı değiliz. Ancak anadilimize bu kadar hakaretler yağdırılmışken, kendi ülkemizde köylerimize, çocuklarımıza, şehirlerimize velhasıl ne kadar bu topraklarda halkımızın değerleri olan isimlerimiz yasaklanıyorsa, analarımız coplanıyorsa, kızlarımız YİBO’larda tecavüze ve fuhuşa zorlanıyorlarsa ve ardından da “dağa gideceklerine fuhuş yapsınlar” deniliyorsa, zindanlara attıkları Kürt çocuklarını psikopatlara bilinçlice tecavüz ettirilerek onurlarıyla oynanarak kişilik travmaları yaşatıyorlarsa, siyasetçilerimiz sebepsiz yere yıllarca zindanlara atılıyorsa, Kürt legal sivil toplum örgütlerine her gün ama her gün saldırarak baskılıyorlarsa, Kürtlerin özgür birlikteliğini ve örgütlülüğünü dağıtmak için inanılmaz ölçüde yok etmek için tasfiye ediliyorlarsa, adeta biten biber gazları için yeniden ödenek harcayarak meydanlarda insanlarımız biberleniyorsa, Kürdistan özgürlük gerillasına kimyasal silah dahil her türden katledici silahlar ve teknikler kullanarak yok edilmeleri için her şey ama her şeye yapıyorlarsa ve birde nerede bir Kürt kıpırdaması varsa İspanyol boğası gibi saldırıyorlarsa o zaman bize düşen, tek bir seçenek kalmıştır. Artık “vur kaç”ı terk ederek bir yoldaşın dediği gibi “vur kal” taktiğini uygulamaktır. Birde bize artık sadece ve sadece yukarıda belirttiğimiz bu faşist rejimin tüm nefes borularını felç etmek kalıyor.
Felç etmek öyle sanıldığı gibi kolay gerçekleşecek bir iş olmamaktadır. Felç etmek için büyük bedeller vermeniz gerekir. Nedeni ise felç etmek çok daha büyük bir savaş biçimidir. Bunun için felç etmenin bir bedeli de savaşın sert geçmesi olacaktır. Dozajı çok yüksek bir savaş demektir.
İşte diyoruz ki Kürdistan’da çok sert bir savaş ve özgürlük kavgasına bizler girişmişken öncelikli olarak hiçbir Kürt genci TC askerliğine gitmesin. Gerillaya gelmek isteyenler gerillaya gelsin. Yapamayanlar evini terk etsin ve yakasını bu faşist devletin eline vermesin. Bunu da yapamıyorlarsa vicdani ret hareketlerine katılsınlar. Ama kesinlikle TC devleti için askerliğe gitmesin. Hele hele Kürdistan’da askerlik yapmaya gelmesin. Eli silah almasın. Kürdistan’a TC devleti adına ayağını atmasın.
Evet, aynı şeyi Türkiye gençleri özelde de yoksul ailelerin çocukları için söylüyoruz; lütfen ama lütfen TC devletinin silahını alıp Kürt özgürlük savaşçılarına karşı savaşmayın. Kandırılarak, meydanlarda omuzlardan omuzlara sıçrayarak, bayrakları yükseklere çekerek, militarist ve ırkçı parçalar eşliğinde halaylar çekerek gelmeyin. Burası Kürdistan ve bazılarına göre “buralar herkesin terk ettiği diyarlardır.” Bunun için diyoruz ki, herkesin buraları terk ettiği diyarlara gelmeyin.
Gelmesi gerekenler bellidir. Bu savaşta rant elde edenler gelsin. Çocuklarını Amerikalara okul okutmaya gönderenler gelsin. Irkçı söylemlerle Türkiye toplumunu kışkırtanlar gelsin. Akıl yoksunu ve bir yazarın deyimiyle marangoz hatası olan psikopatların çocukları buralara gelsin.
Evet, bu savaşta çıkar sağlayanlar gelsin. Senin gibi Allahın fakir fukarası, üç aylık acemi er eğitim sürecinde geçmiş halk çocukları gelmesin. Sen gelme. Seni buralara gönderenlerin çocukları gelsin. Sende Kürt gençleri gibi ya özgürlük dağlarına Kürt kardeşlerinle birlikte bu zulüm rejimine karşı savaşmaya gel, ya da gelemiyorsan evini terk, ayrıl oralardan. Ya da sende vicdani ret hareketinin bir üyesi olarak bu savaşı durdurmaya çalışanlara katıl. Çalış ki bu savaş bir an önce bitsin. Bir an evvel kan akması dursun. Ve halklarımızın kardeşliği yeniden pekişsin.
Yeniden söylüyoruz: “KÜRT GENÇLERİ ve TÜRKİYE’NİN YOKSUL ÇOCUKLARI TC ASKERLİĞİNE GİTMEYİN.”
Aksi taktirde Kürdistan’da başınıza geleceklerden sadece ve sadece vebali sizin olacaktır. Arkanızda bıraktığınız ailenizin günahı sizin hanenize yazılacaktır. Onca arkanızda ağıt yakacak anaların feryadı yine sizin vebaliniz olacaktır.
Şıho Dirlik