HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

erdgn kurtsorunudemeyinFaşizan düşüncenin ne anlama geldiğini az çok hepimiz biliriz. Ve faşizan düşüncelerin temelinde ırkçı zihniyetin ya da zihniyetlerin yattığını da biliriz. Irkçılığın temel dürtüsünün ise kendi ırkının dışında başka ırkları hor görme, küçük görme hatta aşağılamanın yattığının da Hitler faşizminin Almanya’sında ve de Musolloni’nin İtalya’sında başka halklara yaşattıklarından biliyoruz.

Özcesi faşizmin kendisi dışında olanı kabul etmediği, etse bile kölelik dışında kendisinin dışındakine –artık bu her neyse-bir şey yakıştırmadığıdır.

Akepe öncülüğünde Kürdistan’da ve tabii ki Türkiye’de geliştirmiş olan zihniyettin tek kelimeyle faşizm olduğunu söyleyip dursakta, ısrarla bu söylemlerimize karşı bazı çevreler “haksızlık ettiğimizi” söyleyip durdular. Ve kimisi halen söyleyip duruyor da.

Akepe’nin öncülüğünü yapan RTE’nin yıllardır tekçi bir zihniyeti özenle geliştirmek istediğini hepimiz görüyoruz. Her fırsatta “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek, tek, tek” dediğini de herkes görüyor. Ve bu söylemlerin dünyanın neresine giderseniz gidin açılımı; faşizmdir.

Ancak tüm bu açık olan durumlara rağmen birileri ısrarla, dayatarak RTE’nin ve de partisinin sadece ve sadece 2014 yılındaki seçimlerinde milliyetçi oylara oynadığı ve esasta Kürtlere dönük açılımları ondan sonra devreye koyacağını söylemeye devam ediyor. Maalesef bu söylemleri birçok liberal ve aydın çevre de hem dillendiriyor hem de dillendirdiklerine inanıyor.

İyi izleyenler bilir ki Akepe içerisinde kimi kurmayı, RTE herhangi bir konuya ilişkin negatif bir şey dille getirdiğinde hemen devreye girerek RTE’nin söylediklerinin öyle olmadığını, yanlış yorumlanmak istediğini, çarpıtıldığını söyleyerek yeniden herkesten bir beklenti yarattıklarına dönük bir taktik izlerler. 

Şimdi RTE üstüne basa basa Akepe içerisinde yerini alan Kürt milletvekillerine “KÜRT SORUNU DEMEYİN” dediğini duyuyoruz. Yani Kürtlerin bir derdinin olduğundan söz açmayacaksınız.

“Kürt Sorunu Demeyin” demek tek kelimeyle dünyanın her yerinde faşizm için yapılan “kendisi dışında başkalarını kabul etmeme” olduğu apaçık ortadadır. Kürt Sorunu denilirse bu Kürtler var demektir. Kürtler var ise Kürtlerin hakları da vardır. Kürtlerin en temel doğuştan var olan haklarından bir tanesi kendi dillerinde eğitim görme haklarıdır. Yine en temel haklarından bir tanesi de kendi kendilerini yönetme haklarıdır. Ve tabii her halk gibi kendi bayrakları, kendi marşları hatta bugün içerisinde yaşadığımız dünyada Kendi Kaderini Tayin Etme hakkı diye bilinen ve de bağımsız devlet kurmaya kadar giden haklarıdır.

İşte RTE “KÜRT SORUNU DEMEYİN” derken bir halkı tümden yok saydığı, inkar ettiği gün gibi ortadadır. Bırakalım bir halkı inkar ettiği bu söylemiyle Kürtleri birey olarak bile kabul etmediği de ortadır.

Sözü uzatmadan, RTE’nin günün birinde Kürtlerin sorunlarının çözmek için kollarını sıvayacağı, bunun için fırsat kolladığını dile getirmek, buna inanmak, tek kelimeyle safdilliktir. Tek kelimeyle faşizme teslim olmak demektir.

“KÜRT SORUN DEMEYİN” demek yukarıda ifade ettiğimiz faşizm tanımını da aşarak karşıdakini bırakalım ötekileştirmeyi, karşıdakini tümden yok saymaktır ki bu Hitler’in Ausschwitz’te yüz binlerce Yahudi’ye yaptıklarından kat be kat daha ağır ve faşizan bir uygulama olduğu kesindir. En azından Hitler faşizmi Yahudileri soykırımdan geçirirken onlara “siz aşağı ırktasınız” diyerek bunu yapıyordu. Ne var ki RTE faşizminde soykırıma tabii tutulanlara “kardeşiz” diyerek tüm dünyanın, Kürtlerin gözünün içine baka baka, aldata aldata bu soykırımı uygulamaya koymaktadır.

Artık RTE’nin sadece milliyetçi oylara oynadığı safsatasını bir köşeye bırakarak adam akıllı demokrasi isteyen herkesin ama herkesin bu dört başı mamur faşizme karşı durmasının geç olmadan tam da zamanıdır.

Hayri Engin