HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürdistan’da yasadışı yapılan eylemlere, işbirliklere ve de düşmana hizmet etmelere karşı tavırsız, sessiz kalmamız beklenmemelidir.

Gerillalar olarak çokça açıklamalarda bulunduk. Çokça uyardık. Çokça yazdık ve söyledik: “Düşmana hizmet etmeyin” dedik.

Ne var ki halen birçok yerde söylenenleri ciddiye almayan kesimler çıkıyor. Ciddiye almadıkları gibi gerillalarca alıkonulduklarında da feryadı figan kopartılıyor.

Açıkça belirtiyoruz: bu ülkede suç işleyenler, düşmana hizmet edenler, düşmana çalışanlar, düşmanla işbirliği içerisinde özgürlük hareketine saldıranlar soruşturulur, suçları varsa tutuklanır ve gerekli cezai müeyyide uygulanır. Kimsenin Kürdistan’ı ‘dingonun ahırı’ görmesine izin de verilmez.

En son Dersim’de gerillalarımız TC devletinin karakol yapımlarında çalışan iki işçiyi ve bunlar -Kürt’tür, yani insanlarımızdır-tutuklamışlardır. Bu alıkoymaya kimisi kaçırma diyor. Kimisi el koyma diyor. Kim ne derse desin, biz ülkemizde düşmana hizmet eden, düşmana çalışan ve çalışmalarıyla gençlerimizin, halkımızın ve de gerillamızın kanına girecek her türden eylemi yasaklamışız. Ve bunu da tüm kamuoyuna da deklere etmişiz. Ve düşmanla bu ülkede işbirliğin ve her türde işbirlikçiliğin suç olduğunu alenen söylemişiz. Ve pratik uygulamaya geçmeden de onlarca kez uyarmışız. Bunun için karakol, baraj, dağlara yol yapımı için kullanılan şantiye araçlarını çok kez açıkça belirttiğimiz gibi, yakmışızdır. Ve buralarda ne karakol, ne baraj, ne dağlarımıza gerilla avlamak için yol götürülemeyeceğini alenen belirtmiş ve inşaatların yapılamayacağını da açıkça söylemişiz.

Israrla düşmanla işbirliği içerisinde, düşmana erzak taşıyan, düşman karakol ve binalarını yapan, Kürdistan coğrafyasını bozmak ve gerilla alanlarını birbirinden koparmak için barajlar yapan, barajlarda çalışan, yine düşmanın askerlerini bizleri yanıltmaları için sivil araçlarıyla operasyon yerlerine, karakollarına taşıyan herkesi uyarmışız.

Ve artık uyarı zamanı geçmiştir. Artık sıra uygulamaya gelmiştir. Bunu düşmanla kim işbirliği yapıyorsa, buna göre düşmanla işbirliğini yapacaktır. Düşmanla işbirliğini bu kadar uyarılara rağmen yapanlar varsa, bu bilinçli bir tercih olmaktadır. O zaman sonuçlarına da katlanacaktır.

Her gün onlarca özgürlük savaşçısı bu ülkenin aydın geleceği için canlarını feda ederken, faşizan politikalarla binlerce Kürt siyasetçisi tutuklanıp hapislere atılırken, her gün Kürt gençliğine, analarına, kızlarına, yaşlılarına ve de imamlarına el uzatılmışken kimse artık daha ileri düzeyde suç durumlarına tahammül göstermemize beklememelidir.

Söylediğimiz bu tutuklamalar Kürdistan’da TC askerliğini yapan, Kürdistan’da TC devletinin faşizan polis teşkilatında yer alanlar için de geçerlidir.

Kendileri özel savaşın Kalemşörleri olan, bunun için oldukça özenle hazırlanmış kimi sözde istihbaratçı gazeteciler “dağa kaldırmanın zamanı” geçti diyerek kendilerince asker esir almaların suç teşkil ettiğini söylemeye çalışıyorlar.

Dağa kaldıran yoktur. Kürdistan’da halk karşıtlığı tememlinde çalışmaların önüne geçilerek el konuluyor. Dağa kaldırılmıyor tutuklanıyorlar. Gerillamıza karşı savaşmak için ülkemize gelmiş askerler ya da rütbeliler suç işledikleri için tutuklanıyorlar. Bırakalım böyle silahlı, üniformalı olmalar, Türkiye metropollerinde hatta Kürdistan’da bir yoldaşımızın bilgisi TC devletin eline ulaştığında yüzlerce asker ve polisle nasıl saldırı yapılarak tutuklandığını, işkencelerden geçirildiğini bilmeyen mi var? Sen yoldaşlarımızı haksız yere günlerce takip ederek zorla ek koyarken “dağa kaldırma olmuyor da” biz Kürdistan’da hem üniformalı hem üniformasız halkımıza ve gerillasına karşı savaşmak için gelen birini tutukladığımızda “dağa kaldırma mı oluyor?”

Devam edersek; yine aynı merkezden yönlendirilmiş ve haber üreten kimi özel savaş elemanı da bu çağda “rehin tutmanın geçerliliği yoktur” diyerek kendilerince akıl veriyorlar.

Askerler rehin tutulmamışlardır. Burası Kürdistan’dır ve yaşanan bir savaş vardır. Asker ise bu savaşın bir parçası olarak düşman kategorisindedir. Bunun için tutuklanmışlardır.

Bırakalım böyle asker olarak, Jitemci olarak, düşman tesislerinde iş yapanların tutuklanması, TC devleti bir yılı aşkındır 5000 Kürt siyasetçisini, seçilmişini, sivil toplumcusunu, üniversite okuyan gencini, yaşlı anasını, duyarlı ve halkına bağlı imamını herkesin gözünün içine bakarak boş gerekçelerle, hem de hiçbir suç işlemeden, herhangi bir silahlı faaliyet iöinde olmadığı halde, resmi bir üniforma giymeden tutuklayarak tüm Kürt halkına karşı rehin olarak tutmaktadırlar.

Dağa kaldırma budur. İttihattı Terakki ile ilişkisi kurulacaksa öncelikli olarak halkımıza karşı bu faşizan tutuklamaları bir plan dahilinde, bilinçlice, zindanlara kaldırarak, mangurtlaştırmak için yapılan rehin almalar görülecektir. Rehin tutmanın zamanı geçmiştir. Ancak TC devleti ve onun kirlenmiş, vicdanı kararmış, ruhu kararmış, ismi ak olsa da kara olan partinin ve de onun Kürdistan’da uzantıları olan yapıları görülecektir.

Evet, yeniden söyleyecek olursak Kürdistan’da düşmanlık yapanlar, düşmanlık yapmalarının hesabını yaparak düşmanlık yapacaklardır. Düşmanla çalışanlar düşmanın çalışanları olarak ele alınarak muamele göreceklerdir. Ve Kürdistan’da halkımıza, gerillasına zarar veren tüm öğeler bu zarar vermenin sonuçlarının ne olacağının hesabını yaparak, eğer verebiceklerse, zarar vermeye devam etsinler.

E. Nuda