HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

barzani davutNe demiştik Vekâlet kelimesi için, vekillik demiştik. Vekilliği ise: “Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse” diye tanımlamıştık. Vekâlet etmeyi ise: “Birinin yerine, bakmak, görevini üstlenmek” diye kullandığımızı hatırlatalım.

Bunun için Vekâlet Savaş’ına “başkalarının yerine, bir savaşı yürütmek” demiştik.

Ortadoğu bugün hiçbir zaman olmadığı kadar başkaları adına yürütülen savaşlara sahne oluyor. Geçmişte bu işin başını hep İngiltere çekerdi. Ve bu savaş biçimine bizler “böl, parçala, yönet” dediğini biliyoruz. Bu savaş biçimi süreçle tüm emperyalist güçlerin savaş biçimi haline geldiğini de herkes gördü. Bir maşa’n varsa neden elini yakasın ki?

Öyle görülüyor ki TC devleti de tamamen böyle bir savaş biçimini kendisine esas almaya başlamıştır. Birilerini kendisi için savaşır hale getirerek Ortadoğu’da büyük savaşların fitilini çakmaktadır.

Rojava Kürdistan’ında Kürtler adım adım kendi öz yönetimlerini oluşturuyorlar. Ve bu onların hakları. 1963 yılından bu yana SuriyeKürtleri eritmek için her şeyi yaptı. Dil yasakları, kimliksizlik, tehcir, aşağılama, muhacirlik statüsü derken Kürtler her zaman tüm hakların dışında tutuldular. Kürtler bu statüsüzlüğe ve de horlamaya karşı en az 10 yıldır aralıksız mücadele ediyorlar. Hatırlayanlar bilir ki 2004 yılında Rojava’nın Qamışlo kentinde bunun için onlarca Kürt katledildi.

Özcesi Rojava’da Kürtler on yıllarca süren baskılara karşı direnişe geçerek kendi devrimlerini 19 Temmuz 2012 yılında ilan ettiler. Ve dediğimiz gibi adım adım o gün bugündür kendi öz yönetim çalışmalarını da yürüttüler. Ne var ki TC devleti, AKP öncülüğünde Kürtlerin bu uyanışına tahammül edemedikleri için birçok hile ve oyuna başvurdular. Önce Özgür Suriye Ordusu adındaki oluşumu Kürtlerin üzerine sürmeye çalıştılar. Ve çok tutmadı. Bu kez ABD’yi farklı şekilde Kürtlerin üzerine sürdüler. KDP’nin Rojava Kürtlerinin üzerine sürülmesi esasta bu gerçeklikti. Buda ilk etapta istenen sonucu almayınca bu kez Kürtlerin başına Cephet El Nusra adındaki hareketi musallat etmeye başladılar.

Herkese tuhaf gelebilir, güya AKP kuzey Kürtleriyle sorunlarını çözmeye çalışıyor havası veriyor. Bu havayı verirken, bolca kardeşlik, Türk ve Kürt ortaklığından da dem vurmadan edemiyor. Tüm bunları dillendirirken Rojava Kürtlerine ise inanılmaz derecede düşmanlık yapıyor. Dediğimiz gibi silahlı çete örgütleri para, silah, lojistik destek ve birde askeri eğitim imkanı sunarak, yetmediğinde ise bizatihi kendi komutanlarını içlerine koyarak bu savaşı sürdürüyor. Özcesi TC devleti Kürtlere açıktan düşmanlık ettiğini söylemiyor ancak parayla kendisi için savaşacakları bularak Kürtlere karşı savaş ediyor. Çok mu ama çok kirli bir Vekalet Savaşını Türkiye devleti AKP hükümeti öncülüğünde Kürtlere karşı sürdürüyor.

TC devleti bunu yaparken Kürdistan’da da Vekalet Savaşlarına katılan bir güç var. Bu gücün adı KDP’dir. Bir önceki yazımızda: “Dikkat edilirse Suriye’de yürütülen savaş bir nevi ABD’nin bölgede hegemonyasını daha fazla geliştirme savaşıdır. Ancak şimdiye kadar ABD devreye girmemiştir. İngiltere devreye girmemiştir. Lakin savaş da durmamıştır. Başka bir deyişle, ABD’nin yerine savaşan başka güçler vardır. Yani birileri ABD ve İngiltere’nin savaşını Vekaleten alarak yürütmektedir. Bu durumda Vekaleten Savaşı yürüten güçlerin başında birisi Türkiye iken diğer önemli Vekalet Savaş gücü ise KDP’dir” demiştik.

Bunun böyle olduğunu her geçen gün herkes daha iyi görüyor. KDP bırakalım ABD’nin çıkarları için Rojava’da savaşmayı, bu kez TC devletinin çıkarlarını korumak için Rojava’da bir Vekâlet Savaşı veriyor. KDP hem kendisi TC devletinin Vekalet Savaşını yürütüyor hem de kendisi adına başkalarını savaştırtıyor. Örneğin El Parti böyle bir çete örgütü konumunu yaşıyor. Hatırlayanlar bilir geçen sene TC dış ilişkilerinin Hewler Türk konsolosuna gönderdiği çok gizli belge basına yansımıştı. Bu belgede KDP’nin Rojava Devrimi’ne karşı nasıl bir rol oynayacağı açıkça dile getirilmişti. Rojava Devrimi’ne karşı silahlı faaliyetlerden tutalım da, ajanlaştırmalara, hatta Rojava’da gelecek olan Kürtlerin nasıl özgürlük hareketine karşı kullanılacağına kadar birçok detay belgede yazılmıştı.

Özcesi KDP’nin Rojava Kürtlerine karşı yapması gereken kontralık ve karşıtlık açıkça TC devleti tarafından çizilmişti. Ve o gün bugündür dikkat edersek KDP Rojava Devrimi’ne karşı tüm kirli oyunların içerisinde yerini almaktadır. Rojava Devrimi’ni ezmek için ne kadar çete gücü varsa bizatihi desteklemekte, silahlandırmakta, para vermekte ve Rojava Devrimi’ne karşı bu güçleri öne sürmektedir.

Yine bir önceki yazımızda: “Maalesef bu kez Vekaleten devralınan Savaşı emperyalist devletler ve Türkiye adına KDP, Rojava Kürtlerine karşı yürütmektedir. Bunun ise Kürtlerin iç ilişkileri açısından çok hayırlı bir savaş biçimi olmadığıileride tarihin bize göstereceği açıktır” demiştik.

Bir adım ileriye götürerek şunu söyleyelim: KDP’nin başkaları adına yürüttüğü bu kirli Vekalet Savaşı kesinlikle eninde sonunda en çok zararı KDP’ye verecektir. Çünkü Kürtler özelde de Rojava Kürtleri kendilerine karşı yürütülen bu kirli savaşa, politikalara gerekli olan en sert cevabı vererek, kim nereyi hak ediyorsa oraya gönderecektirler.

Kasım Engin