HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

PKK 11_kongreAynı zamanda yeni özgür Kürt gerçeği de oluyor bu. Çünkü PKK çağdaş Kürt direnişini temsil ediyor. Kırk yıllık yoğun bir mücadele içinde yeni Kürt bireyini ve toplumunu yaratacak düzeyde bir gelişme ortaya çıkarmış bulunuyor. İşte bu büyük gelişmeyi temsil eden bir olayı izliyoruz TV ekranlarında. PKK’nin 11. Kongresi’ni yaptığı haberini veriyor bültenler.

11. Kongre görüntüleri kırk yılın birikimini yansıtacak düzeyde. Divanın arkasında Önder Abdullah Öcalan’ın büyük boy bir resmi ortada duruyor. Resmin iki yanında on kadın ve on erkek resmi asılı. Hepsi de önemli süreçlerde direniş mücadelesine damga vurmuş şehitlerin resimleri. Haki Karer’den Sakine Cansız’a kadar bir zincirin halkaları gibi diziliyorlar. Doğal ya da resmi Merkez Komite üyeleri oluyorlar. Önder Abdullah Öcalan’la birlikte KCK’nin yirmi bir ışınlı güneşini oluşturuyorlar.

Kuşkusuz PKK’nin şehit Merkez Komite üyeleri bunlarla sınırlı değil. Salonun sağ ön yanında, hemen konuşmacı kürsüsünün önünde on dokuz resimden oluşan bir pankart asılıyor. Bunlar da şehit Merkez Komite üyelerinin resimleri oluyor. Kongre salonundaki şehit resimleri sadece bunlar mı? Kuşkusuz hayır! Salonda neredeyse iki yüze yakın şehit resmi bulunuyor. Hepsi de şehit gerilla komutanlarının, ERNK ve KCK yöneticilerinin resimleri. Kimi genç kimi yaşlı, kimi kadın kimi erkek! Salon Önder Abdullah Öcalan’ın ve şehitlerin resimleriyle donanmış. Her yerde Önderlik ve şehitler var. PKK gerçekten bir Önderlik ve Şehitler partisi! Her konuşma Önder Abdullah Öcalan’ı ve kahraman şehitleri anarak ve selamlayarak başlıyor.

Kongre salonunu 120’den fazla kadın erkek dolduruyor. Kimisinin saçı dökülmüş veya bembeyaz olmuş. Burdan bakınca insan “Acaba PKK yaşlanmış mı?” diyor. Diğer yandan daha henüz yirmisinde olan insanlar var. Kongre bileşimi kırk yıllık mücadelenin birikimini yansıtıyor. İçlerinde 26-27 Kasım 1978’de Lice’nin Fis Köyünde yapılan birinci kuruluş kongresine katılmış olanlar da var, yeni ilk defa bir PKK Kongresine katılmakta olanlar da. Çoğunluğun ilk defa bir PKK Kongresine katılmakta olduğu anlaşılıyor. Fakat hepsinde aynı heyecan ve coşku var. PKK Kongresiyle Kürdistan Özgürlük Hareketinin yeni önemli kararlar alacağını herkes biliyor.

PKK Merkez Komitesi’nin kongrenin aldığı kararları açıklayan bildirgesi katılanlardaki bu bilincin abartı olmadığını açıkça gösteriyor. PKK Kongrede Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve dünyaya ilişkin ne varsa hepsini tarihsel bir perspektif içinde tartışmış ve hepsine dair de demokratik modernite çizgisinde yeni ve tarihi kararlar almış bulunuyor. Merkez Komite bildirgesinde sadece Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı demokratik siyasi çözüm süreci temelinde Kürt sorununu çözmek için AKP’ye, Kürdistan Ulusal Kongre çalışmalarını başarıya ulaştırmak için başta KDP olmak üzere tüm Kürt partilerine, Rojava halkının özgür iradesinin kabul edilmesi için mevcut çete saldırılarının arkasında olan herkese çağrı ve uyarı bulunmuyor, bunlarla birlikte ideolojik sorunlardan askeri sorunlara, örgütsel sorunlardan ekonomik sorunlara kadar her türlü sorun için önerilen çözüm yolları yer alıyor.

Aslında PKK’nin kongrede yaptığı değerlendirmelerin içeriğine ve geliştirdiği çağrıların gücüne de fazla takılmamak gerekiyor. Hiç kuşkusuz bunlar da çok önemli ve PKK’nin değerlendirme ve çözüm gücü çok yüksek. Çünkü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da geliştirdiği Savunmaların teorik ve felsefik düzeyi çok ilerde. Yirmi birinci yüzyılda başta kadınlar olmak üzere tüm ezilenlere kurtuluş yolunu gösterecek bir düzeyde. Tüm ezilenler için yeni bir özgürlük bilinci ve eylem kılavuzu olmayı ifade ediyor. Dolayısıyla PKK’nin teorik ve ideolojik düzeyi tarihinin en ileri noktasına ulaşmış bulunuyor.

Bu nedenle elbette PKK Kongresinin içeriği ve verdiği mesajlar çok önemli. Ama bununla birlikte PKK’nin 11. Kongresini de başarıyla yapabilmiş olması çok daha önemli. Herhalde şimdiye kadar 11 kongre yapabilmiş ilk Kürt partisi PKK! Kırk yıldır büyük zorluklar yaşanmış olsa da yenilip ezilmeden mücadele yürüten ve zafer iddiasını hala çok güçlü bir biçimde koruyan tek ve ilk parti PKK! Esas olarak bunları hiç küçümsememek ve büyük bir ciddiyetle ele alıp önemle değerlendirmek gerekir. Çünkü bu durum, PKK’nin kırk yıldır özgürlük mücadelesinde sürekliliği kesintisiz olarak sağlayabilmiş olması her bakımdan Kürt toplumu için etkisi yüzyıllara yayılacak olan büyük birikimler ortaya çıkartmıştır.

PKK fiili doğuşunun kırk birinci, resmen kuruluşunun ise otuz beşinci yılında bulunmaktadır. Resmen PKK Kongresi olarak tam 11 kongre gerçekleştirilmiştir. Oysa daha 1977 yılında kültürel soykırım rejimi tarafından PKK oluşumunun imhasına karar verilmişti. 12 Eylül 1980 faşist-askeri darbesi tarafından en çok PKK’nin imha ve tasfiyesi öngörülmüştü. Cunta şefi Kenan Evren Kürdistan üzerinde uçarken darbeye karar verdiklerini açıkça itiraf etmişti. O zaman NATO’nun hararetle desteklediği Ergenekoncu yönetim “PKK’ye altıncı kongre yaptırmayacağını“ iddia etmişti. 9 Ekim 1998’den itibaren harekete geçirilen uluslararası komplo Önder Abdullah Öcalan’ın imhasına dayalı olarak PKK’yi tasfiye etmeyi hedeflemişti.

Oysa PKK ideolojik, örgütsel ve pratik bakımdan tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Kendi adıyla 11.Kongresini de başarıyla gerçekleştirmiş bulunuyor. Bunun dışında PKK adıyla yapılmış olan altı genel konferans var. PKK Hareketi içinde kadın, gençlik, emekçi, basın, kültür örgütlerinin düzenlediği onlarca kongre ve konferans söz konusu. 2003 yılından bu yana Kongra Gel Genel Kurulu hemen hemen her yıl toplanıyor. Elbette bütün bunlar PKK’nin gücünü ve ulaştığı düzeyi gösteriyor. Kürt toplumunun nasıl örgütlü ve demokratik bir toplum, bir demokratik ulus haline geldiğini ifade ediyor.

İşte PKK 11.Kongresi tüm bu gelişmelerin hem çok açık bir ifadesi, hem de başarıyla taçlanmasıdır. PKK’nin kırk yıllık mücadele içinde yarattığı bu gerçekliği görmek ve artık kabul etmek gerekir. PKK ile Kürtler artık yeni bir toplum, yeni bir ulus haline gelmiştir. Kürt bireyi ve toplumu yeniden doğmuş, yeni bir ruh ve bilinç kazanmış, her bakımdan örgütlenip kendi özgür iradesini ortaya çıkarmış, ne pahasına olursa olsun var olma ve özgür yaşama kararlılığına ulaşmıştır. Gelinen bu noktayı ve ortaya çıkan Kürt gerçeğini artık kabul etmek zorunludur. Hala Kürdü inkar  etmeye çalışmak anlamsız, bu temelde kan dökmek cinayetten de öteye en büyük insanlık suçudur.

Artık gerçekleşen PKK hakikatini ve onun netleştirip özgür kıldığı Kürt gerçeğini görmek ve kabul etmek gerekir. Bu temelde Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmek gerekir. Kürt halk varlığını artık inkar etmek mümkün değildir. Benzer bir biçimde PKK ile Kürt gerçeğini birbirinden ayırmak da mümkün değildir. PKK 11.Kongre gerçeği ortadayken, hala inkarcı bir zihniyeti ve politikayı sürdürmeye çalışmak anlamsızdır. Aklı olan bu gerçeği görür ve PKK ile özgür Kürt gerçeğini kabul ederek demokratik ve halkların kardeşçe birliğine ulaşır.

11.Kongre ile PKK gücünü bir kez daha ortaya koymuş ve ciddi bir atak yapmıştır. Bu hamle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kilitlenmiş bir ataktır. Çünkü Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü Kürt halkının, Kürdistan’ın, Kürt kadınının ve gençliğinin özgürlüğüdür. Dolayısıyla güçlenen PKK, güçlenen Kürt halkı ve Kürt demokratik uluslaşmasıdır. Önümüzdeki süreç bu gerçeği çok daha net bir biçimde herkese gösterecektir. Merkez Komite bildirgesinde ifade edildiği gibi, Kürt sorununun çözümünde 11.Kongre zaferi yaratan bir final olacaktır.

Selahattin Erdem

Yeni Özgürpolitika