Yirmibirinci yüzyılın başında kendisini yenilese de, PKK’nin bir yirminci yüzyıl hareketi olduğu açıktır. Rus Ekim Devriminden ve reel sosyalizmin bağımsızlık, özgürlük, eşitlik ve demokrasi ilkelerinden derinden etkilenmiştir. Özellikle bir yirminci yüzyıl gerçeği olan ulusal kurtuluş hareketlerinin etkisi derinden olmuştur.
Ortaya çıkış koşullarında PKK üzerinde etkide bulunan üç moral dış kaynağın bulunduğu söylenebilir. Muzaffer olan Vietnam ulusal kurtuluş devrimi, Küba devrimi ve Afrika halklarının ulusal kurtuluş hareketleri! Yine PKK gerillacılığı üzerinde de üç gücün etkisi vardır: Türkiye devrimci gençlik hareketi, yani Dev-Genç direnişi, yani Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşlarının gerillacılığı, Filistin gerillacılığı ve KDP pêşmergeciliği!
Sıkça ifade ettiği gibi, PKK Kürdistan’ın aydın-gençliğinin yarattığı bir hareket olarak doğmuştur. Yani Kürt gençliğini PKK örgütlememiştir, tersine Kürt aydın gençliği bilinçlenip örgütlenerek PKK’yi yaratmıştır. Bu örgütsel ve kimliksel açıdan da böyledir. “Apocular” hareketi, ya da kendisine “Kürdistan Devrimcileri” diyen hareket, PKK olmadan önce, daha 1977 yılında “Kirdistan Devrimci Gençlik Birliği” adıyla örgütlenmiştir. Pek bu isim duyulmamış olsa da, gerçek budur. “Apocu hareket” daha sonra kendisini “Partiya Karkerên Kurdîstan-PKK” olarak adlandırmıştır.
Parti, gerilla ve halk cephesi haline gelirken, diğer sınıf ve tabakalar gibi gençliği de özgün olarak örgütleme ihtiyacı duymuştur. 1987 yazında Avrupa’da “Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Birliği” kurulmuştur. Kürdistan’a çeşitli yollarla yansımaya çalışsa da, bu örgütlenme esas olarak Avrupa ile sınırlı kalmıştır.
Parti-gerilla içiçeliği temelinde gelişen devrimci hareket, 1990’ların başında Kuzey Kürdistan serhildanını ortaya çıkarmıştır. Serhildan esas itibariyle bir kadın ve gençlik hareketi olmuştur. Buna kadın ve gençlik devrimleri de denebilir. Kürt kadınının ve gençliğinin kitlesel bilinçlenmesi ve örgütlenmesi bu hareket içinde gerçekleşmiştir. Daha önceki tecrübelerden de ders çıkartılarak Kuzey Kürdistan’da 1990’ların ortalarında şekillenen gençlik örgütü “Yekîtiya Ciwanên Kurdîstan-YCK” olmuştur.
YCK, her ne kadar 1990’lı yıllardaki serhildanın yürütücüsü olsa da, esas rolünü 1998-1999’da uluslararası komplo karşısında oynamıştır. “Güneşimizi karartamazsınız!” şiarı temelinde uluslararası komploya karşı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı sahiplenme ve savunma direnişini esas itibariyle YCK yürütmüştür. Direniş tüm halkın katıldığı bir halk direnişi olsa da, örgütlü öncülük YCK olmuştur. YCK adı yıllarca Türk polisinin ve komplocuların yüreğine korku salmıştır.
1998’in 99’un YCK’lileri şimdi gerilla komutanlığı yapıyorlar. Büyük çoğunluğu 1999’dan itibaren gerillaya katıldılar. Bir kısmı da gençlik örgütlenmesindeki değişim ve dönüşümü yöneterek gerilla saflarında yer aldılar. 1999’da “Güneşimizi karartamazsınız!” yürüttükleri Kürt Halk Önderini savunma mücadelesini gerilla saflarında yürütür hale geldiler. Bugün de İmralı sistemine, ağırlaştırılmış tecrit ve işkencesine karşı Önder Apo’yu savunma ve özgürleştirme mücadelesini en ön safta yürütüyorlar. “Demokratik özerkliği inşa ve Önder Apo’ya özgürlük” hamlesine en ön safta katılıyorlar.
Kürt gençliğinde bir kuşak yetiştirdi YCK! Önder Apo’yu sahiplenmenin ve direnişin bir kimliği oldu. Saflarında çok büyük kahramanlar, yaman direnişçiler çıktı. Birçoğu bu uzun süreli mücadelede gerilla saflarında kahramanca savaşarak şehit düştü. 2008’de Zap’ta şehit düşen Botan Hakkari ve Erdal (İlyas Aydın) bunlardan ikisiydi. Hem YCK’nin yiğit militanları olmuşlar, hem de YCK’den Komalên Ciwan’a gelen yolda gençlik hareketini yönetmişlerdi. Sonunda da gerillaya katılıp HPG’nin yenilmez savaşçı ve komutanları haline gelmişlerdi. Yine Kelareş’te şehit Hakî Şiyar (Senar Mete)’da bu kuşaktandı.
Bu yıl “Demokratik özerliği inşa ve Önder Apo’ya özgürlük” hamlesi içinde de iki seçkin YCK’liyi şehit verdik. Botan gerilla direnişinin en ön safında yer aldılar ve direnişe büyük güç kattılar. Birisi Ağustos ayında Pervari eyleminde şehit düşen Zerdeşt Dersîm’di. Diğeri ise Kato Marînos savaşında kahramanca direnip 12 Ekim’de şehit düşen Baz Mordem (Emrah Bayer)’di. Katillerine bizzat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ödül verdiği Baz Mordem! Düşmanını ne kadar korkutmuş olduğu bu olayla da açıkça görülmüştü.
Baz Mordem, Van’ın sınır kasabası Başkale (Elbak)’de doğup büyüdü. Çocukluğu 12 Eylül faşizmine karşı direniş içinde geçti. Üniversiteye gidince gerçekleri daha iyi görüp bir YCK militanı haline geldi. Uluslararası komploya karşı direnen seçkin YCK’lilerden birisi oldu. Ardından da 1999 yılında Önder Abdullah Öcalan’ı savunan fedai militanlar içinde yer almak üzere gerillaya katıldı.
Fakat süreç değişim-dönüşüm süreciydi ve öncü örgütçülere ihtiyaç vardı. Baz Mordem işte bunlardan birisi oldu. Gençlik hareketinin değişip dönüşmesine ve Komalên Ciwan örgütlülüğüne kavuşmasına öncülük etti. Kürt Gençlik Hareketinin koordinatörlüğünü yaptı. İki dönem Konra Gel Genel Kurul üyesi oldu ve KCK Yürütme Konseyi içinde yer aldı. Çok genç yaşına rağmen parlak zekâsı ve bitmez tükenmez enerjisiyle bu görevleri başarıyla yerine getirmeyi bildi.
Baz Mordem 2007 yılından itibaren bir HPG savaşçısı olarak gerilla saflarında mücadele etmeye yöneldi. Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’nde eğitim gördü. Ardından da doğup büyüdüğü alanlarda, Botan’ın doğusunda gerilla mücadelesine katıldı. Büyük yönetim tecrübesine rağmen, gerilla saflarında tim komutanlığından başlayarak çekirdekten yetişmeyi esas aldı. Takım ve bölük komutanlığı görevlerini yürütüp Kato bölgesinin komutanı oldu. 12 Ekim’de Türk ordu güçleriyle girdiği savaşta kahramanca direnip şehit düşene kadar HPG’nin güleç yüzlü, atak ve mücadeleci bir komutanı olmayı bildi.
Ekim ayının ikinci haftasında Zap’ın batısında, Kato Marinos’ta Baz Mordem’i katledince Türk ordusu çok büyük bir zafer kazandığını sandı. O kadar ki, yapılan zafer şölenlerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile katıldı. Nereden bileceklerdi ki, ardından fırtına gelecek! Nitekim Baz Mordem’in arkadaşları, daha şahadeti üzerinden bir hafta geçmeden intikamını aldı. Bu kez Zap’ın doğusunda, Çele mıntıkasında 19-20 Ekim günleri gerillanın vurduğu ezici darbe, Türk ordusunu da AKP hükümetini de şaşkına çevirdi. Bu darbeyle Kimyasal Necdet’in de, Başkomutan Gül’ün de, Tayyip Paşa’nın da karizmaları çok fena halde çizildi.
Baz Mordem, Kürt gençliğinin yarattığı sayısız kahraman önderlerden biridir. Kıvrak zekâsı ve bitmeyen enerjisiyle gençlik hareketine de, özgürlük mücadelemize de çok büyük değerler katmıştır. Kürt gençliği ve halkı, bu kahraman evladını ve yol gösterici komutanını her zaman anacak ve izinden başarıyla yürümeyi bilecektir! Kürt gençleri Bazlaşarak bu yiğit önderinin anısını yaşatacaktır!
Bu çerçevede Baz Mordem’in tüm YCK şehitlerini saygıyla anıyoruz!..
Selahattin ERDEM