HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Sözümüz var.

Dağlardan ovalara, kışın soğukluğundan baharın sıcaklığına.

Sözümüz var.

Köylü, kasabalı, kentli, metropollü ve sürgünlü halkımıza.

Sözümüz var.

Azıcık da olsa özgürlük tutkusuyla yaşayan tüm halklara.

Sözümüz var.

Taş dinginliği ve dinazor duygusuzluğuyla bizi kırımdan geçirmeye çalışan Kürdistan ve insanlık düşmanları ile onların hamilerine.

Sözümüz var.

Halkımıza ve tüm ezilen halklar ile inanç gruplarına.

Sizlere özgürlüğü sizlerler birlikte bahşedeceğiz.

Sözümü var.

Yeşil Türk Irkçıları, Arap Şovenistleri ve Fars Şia Şovenistleri ile onların büyük liberal babalarına.

Onlara da cehenemi yol eyleyeceğiz.

Sözümüz var.

Çünkü biz bu kavgaya atılırken söz verdik ve dedik ki, “baş bir yana leş bir yana da olsa özgürlüğü ilmik ilmik işleyeceğiz ta ki kurtuluşa kadar”.

Sözümüz var.

Çünkü biz bu kavgaya atılırken söz verdik ve dedik ki, derviş gibi bir hırka ve bir lokma ile yaşayacağız.

Sözümüz var .

Çükü biz bu kavgaya atılırken söz verdik ve dedik ki, yeri geldiğince bir atmaca gibi enginlere uçarak parça parça düşmana vurarak savaşacağız.

Söz verdik ve dedik ki, bazen bir şahin gibi keskin bakışlarla süzüle süzüle düşmana dalacağız, bir darbede vurup yokedeceğiz.

Sözümüz var.

Çünkü biz bu kavgaya atılırken söz verdik ve dedik ki, öyle bir ruh yaratacağız ki bu yenilmez bir ruh olacak.

Bu ruh dağlardan köylere ve oradan da kentlere öyle yayılacak ki, her Kürt ile birazcıkta kardeşlik duygusunu taşıyan diğer halklardan insanlara da aşılanacak.

Ve öyle aşılanacak ki, her Kürt bulunduğu her yerde bir gerilla gibi direnecek.

Ve öyle olacak ki, ölgün ruhlu olanlar bile Kürdistanı direniş, özgürlük ile eşitliğin kabesi olarak görecek.

Biz böyle düşledik, böyle inandık ve böyle direndik

Biz böyle direndikçe hep bilendik.

Yanılmadık ve yanıltmadık.

Bugünlerde Kürdistan’da tarih yazılırken uğruna direndiğimiz hayallerimiz hepsi birer birer hakikate dönüşüyor.

15 Şubat’tan 8 Mart’a, 8 Mart’tan Newroz ve Newroz’dan 18-19-20-21..... Nisan ile taki kurtuluşa kadar her gün yeni bir özgürlük destanı yazılıyor.

YSK vız gelip tırıs gidiyor.

Bir günde tükürdüğünü dördüncü günde yalıyor.

Hem de paşpaşki gitmek zorunda kalıyor.

Kürtler, T.C’ye yeni bir yenilgi yaşatırken nicelerine ruh, coşku ve devrim umudunu aşılıyorlar.

İmamın Ordusu’nu deşifre ettiğinden dolayı zindana atılan gazeteci Ahmet Şık diyor ki, “Bu ülkeye Kürtler demokarasi getirecek”.

Mithat Sancar diyor ki, “Kürtler sokakta yeni anayasa yazıyor”.

Nuray Mert dedi ki, “Kürtler herşeye öncülük ediyorlar”.

Altan Tan, Türk cellatlarına karşı direnirken şehadet mertebesine ulaşan İbrahim Oruç’un cenaze törenindeki manzara için şunu söylüyordu.

“Bismil’deki cenaze törenine kundaktaki bebek dışındaki herkes katılmıştı”.

Bunlar sadece simge olarak alınan sözlerdir.

Her sokak, cadde ile meydanı özgürlük mevzisine çeviren halkımıza selam olsun.

Selamımız var. Sokakta panzere karşı direnen yiğit Kürt kızlarına, yiğit xortlarına, en çokta küçük generallere bilsinlerki onların emrindeyiz.

Selamımız var.

Batman’da panzere balyoz indiren intikam ruhlu ciwana.

Olaki dara düştüğünüzde bilinki dağlar stargahlarınızdır.

Bilesiniz ki, varlığımız ile özgürlüğümüzün en büyük teminatı dağlardır.

Olaki fedailikte üst mertebeye ulaşmak istiyorsanız bilinki yine dağlar stargahlarınızdır.

Özgür Bilge