HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Son zamanların moda adamı yine konuştu. Akepe’nin gizli ajandasını herhalde bu kadar açık ve net bugüne kadar hiçbir Akepe’li dile getirmemiştir. Öyle ki terörün, terörizmin tanımlamalarını uluslar arası camiada devletler, bilirkişiler ve tabii ki sosyal bilimciler yeniden yazmalıdırlar. Eğer bugüne kadar bu sorunu çözememişler ise gelip yeni dönemin moda adamı İdris Naim Şahin’den reçetesini alsınlar.

“Terörü besleyen arka bahçe var. Bir başka ifadeyle propaganda var, terör propagandası var. Neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor. Şiir yazarak şiirine yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor. Hızını alamıyor terörle mücadelede görev almış askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize etmeye çalışıyor. Terörle mücadele edenle bir şekilde mücadele ediliyor, uğraşılıyor. Terörün arkadan dolanarak arka bahçede yürüttüğü faaliyetler ki arka bahçe İstanbul'dur, İzmir'dir, Bursa'dır, Viyana'dır, Almanya'dır, Londra'dır, her neyse, üniversitede kürsüdür, dernektir, sivil toplum kuruluşudur.

Çağın gereği ne kadar sivil toplum kuruluşumuz varsa o kadar demokratik bir ülkeyiz oma oraya da sızmak lazım terör açısından, sızılır, sızarsınız, sızmışlardır. Masum dernektir, bakarsınız kültür derneği, bakarsınız eğitim derneği. Şimdi dağdaki ile belki kırsaldakiyle mücadeleniz kolay bana göre ama bu arka bahçede ayrık otu ile tereler birbirine karışıyor. Hepsi yeşil renkte görünüyor. Birbirine karışıyor, kimisi zehirli, kimisi faydalı. Hangisinin faydalı, hangisinin zehirli olduğunu ancak yeyince anlıyorsunuz” diyor.

Evet, moda adamın sözleri bunlardır. Bu tanıma göre herhalde Türkiye cumhuriyeti devletinde muhalif olan insanların tümü terörist kategorisindedirler. Başka bir deyimle Akepeli değilseniz teröristsiniz. Bu dünya tarihine yeni eklenmiş olan bir terör tanımı oluyor. Bu bağlamda Kürt özgürlük hareketi olarak artık bu ülkede daha doğrusu bu devlette yaşama hakkımız kalmamıştır.

Moda adam bunları söylerken birkaç dakika içerisinde ancak ağzından bir kelime çıkan Açılım bakanı ise:

“Tek yönlü uyguladığımız entegre bir stratejimiz var, devlet olarak. Sınır ötesi operasyonlardan, KCK operasyonlarına hepsi koordinasyon içinde, tartışılmış, kararlaştırılmış, planlanmış ve yürütülmektedir” demektedir.

Malum moda adam ve açılım bakanının dışında zaten köklerimizi kurutmak için fetva verenlerde var. Hani diyordu ya:

“…Onların da altlarını üstlerine getir, birliklerini boz, evlerine ateş sal, köklerini kurut ve işlerini bitir” diye.

Sözü çok uzatmadan; böyle buyuruyor Yeşil Türki Faşist temsilciler. Bize düşen ise 2011 yılında eksik bıraktıklarımızı, yarı bıraktıklarımızı, hakkını tam veremediklerimizin hakkını yerli yerine vermek kalıyor. Madem zaten fetva buyurmuşlar Yeşil Türkler bize düşecek olan ise bu fetvalara karşı tarihimizin en güçlü olan direnişini ortaya koymaktır.

Ve birde 2012 yılına doğru giderken bu yılda 19 yıldır kimsenin alışık olmadığı başka söylemleri dile getirerek bu söylemlerle hiç kimsenin alışık olmadığı yeni tarzda Devrimci Halk Savaşın stratejisine denk taktiklere yeni tarihi bir dönem başlatacağımızın haberini de verelim.

2012, 19 yıldır ısrarla birlikte kalmayı dayatmalarımızın da büyük ihtimalle gözden geçirileceği bir yıl olacağını şimdiden belirtelim. Başka bir deyimle 2012 yılı Kendi Yolumuzu Başka Çizmenin güçlü bir yılı olacaktır. Ve bu yılın nasıl bir yıl olacağını ise hepimiz birlikte göreceğiz. Siz bu nasıl olacağa ilişkin ise bir de yeniden şekillen uluslar arası konjonktüre özelde de bölgede ki konjonktüre bakarak vereceğimiz cevapla anlayacaksınız.

Birde “Dağıldılar, kalmadılar, geri çekilecekler, radikal karar alacaklar, yüzlerine bulaştırdılar, teslim oluyorlar” özel ve psikolojik savaş söylemlerinizi size 2012 yılında hatırlatmakta boynumuzun borcu olsun.

E. Nucan