Kendi topraklarının, insanlarının, coğrafyanın aleyhine dış güçlerle ilişkiye geçerek kendi halkının çıkarlarına karşı çalışma yürütmek herhalde işbirlikçiliğin tanımıdır.
Dünyanın hiçbir yerinde işbirlikçilik kabul görmez ve her zaman lanetlenir. Kürt toplumunda böyleleri keklik olmakla eleştirilirler.
Bilinir keklik arazide bir şekilde yakaladıktan sonra bu sefer başka keklikleri yakalamak için kullanılır. Kekliklerle keklik avlayanlara Kürtçe Kevgir denir. Yani keklik avcısı. Kürtlerde keklik bu bağlamda aslında çokta tasvip edilmez. İhanet, işbirlikçilik anlatılmaya çalışılırken keklik benzetilmesi işte bunun için yapılır.
Kürdistan’da her türlü keklik denemesi yapılmıştır. Tarihimizde keklik rolü oynayanlar çok mu ama çok zarar verdiler. Enkidu, Matizawa, Harpagos, Babanlardan Abdruhraman paşanın kardeşi, Rewanduzlulardan Kör Muhammed’in kardeşi, Bedirxan’ın yeğeni, cümle cemaat aşiret okullarında yetişen Mangurtların çoğu, Cemile Çetolar, Rayberler, Merkitler, Dönmezler, Tiriller ve… Bunlar sadece ve sadece isimlerini duyduğumuz birkaçıdır.
Ancak şunu da belirtelim; özgürlük mücadelesinin gelişmesiyle artık eski tarzda kekliklerle bu işbirlikçilik yürütülemez hale gelmiştir. İhanet ve işbirlikçilik deşifre olarak perdesi düşmüştür. Öyle gizli saklı duramaz işbirlikçilik. Rengini netleştirmeden edemez. Eskiden her türden renksizlikten dolayı Kürt halkını kandıra bilen keklik takımı artık bunu yapamaz duruma gelmiştir.
Ve öyle görülüyor ki eskide alıştığımız klasik tarzda işbirlikçilik çok fazla yürütülmeyecektir. İpliği piyasaya çıkmış işbirlikçiliğin devrede tutulabilmesi için daha incelikli ele alınması gerekir, yoksa başka tutmaz.
Özgürlük hareketinin Kürt toplumunun içine derinliğine nüfus etmesiyle birlikte bu ihanet zemini ve işbirlikçilik zemini kurumaya yüz tutmuştur. Artık kuruyacaktır. İşte bunun için sömürgeci güçler öncelikli olarak Kürt özgürlük hareketinin ne kadar yeminli düşmanı varsa hepsini bir araya getiriyorlar. Ama tutmuyor. Çünkü iplikleri pazarlarda deşifre edilmiştir. Bu kez düşmanlıklarını bireysel kine dönüştürülenler pazara sürülüyor ancak bunlarında bir kıymeti Harbiyeleri yok. Eski de kendi gelişmelerinin önünün alınması özgürlük hareketiyle izah edenlere el attılar ancak onların da Kürt toplum nezdinde bir ağırlıkları yok.
Alışıla geldikleri işbirlikçi ailelere yüklenmenin dışında bir yol kalmamışa benziyor. Yine onlara el atıyorlar. Artık onlar da klasik işbirlikçi değildirler. Bu kesimler artık halkın düşmanları. Kürt olupta düşmanın yanına geçen hain takımı. Bunlar bolca AKP’nin içine çöreklenmişlerdir. İşbirlikçilik yerine ihanet ve hainlikle bunları ele almak daha yerinde olacaktır. İhanetin ve hainliğin halklar için ne anlama geldiğini burada söylemenin de çok anlamı yok.
Bu ihanet eden ve hainlik yapanların yanına birde parayla, pulla, şöhretle, yeni yetişmiş olan gözü kara Rus mafyacıları gibi önlerini açtıkları yeni yetme saldırganlar var. Bir Metin Metiner, bir Bejan Matur, bir Münir Ceylan gibilerini bu kategoriye koymak yanlış olmaz. Bunlara oldukça büyük fırsatlar ve imkanlar sunarak piyasaya sürülerek konuşturulmaları söz konusudur. Bunlar saldırdıkça saldırıyorlar. Ve bunlar yeni dönemin en kirli ve tehlikeli işbirlikçileri. Kan emmicileri. Söz de bir de bunlar aydın-maydın kimlikleri de var. Böylelikle Kürt halkına karşı yapılan her toplantıda Kürt halkı adına konuşan işbirlikçiler aslında ihanetçiler demek daha yerinde olacaktır.
Şimdi işte bunlar yani işbirlikçiler Kürdistan’da cirit atacaklar mıdır? Ya da biz yani Kürt gençleri buna izin verecek miyiz? Yaptıkları düşünce özgürlüğü ile ilgisi olmayan düşmanlıktır. Yaptıkları özgürlük hareketine düpedüz saldırmaktır, hakaretler yağdırmaktır. Peki, Kürt gençleri bunlara bir daha söyleyelim cirit atmalarına izin verecek mi? Paralı lejyonerler gibi özgürlük hareketine saldıran bu bay ve bayanlara tahammül gösterilecek mi? Herhalde parayla çalışan, para için saldıran bu bay ve bayanlara izin verilmeyecektir.
Özcesi; yeni yetişen bu ihanet şebekesi üyelerine Kürdistan’da yer vermemek yurtsever olmanın temel bir kıstası olmalıdır.
Eleştiri olmayacak mı olacaktır. Gerekirse nasihatler olmayacak mı olacaktır. Ancak düşmanla işbirliği içerinde yeminli hainler gibi bir şeylerin karşılığı olarak özgürlük hareketine ve onun değerlerine dil uzatmak sadece ve sadece lejyonerlikle izah edilir ki, lejyonerlik ise sadece ve sadece paramiliter askeri bir güç anlamına gelir. Paramiliter güçlere karşı durmak ise onurlu Kürt gençlerinin asli bir görevidir. Paramiliter güçleri Kürdistan’da barındırmama, Kürdistan’da def etme herkesin görevi olmalıdır.
Hayri Engin