HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

gerilla yuruyusuÖnder Apo 21 Mart 2013 Amed Newroz’uyla Kürdistan'da milyonlarca insanın önünde yaptığı tarihi konuşmasıyla yeni bir çözüm yolunu hepimize gösterdi.

21 Mart’tan bu yana epey zaman geçti. Denilecek ki 21 Mart’ın üstünde sadece 3 ay geçmiştir. Normal süreçlerde 3 ay’ın bir kıymeti harbiyesi olmayabilir, lakin tarihin kritik anlarında bırakalım 3 ay’ı, günlerin, saatlerin önemleri vardır. Öyle ki akşam bir şey vardır, sabah kalkmışsınız ki başka bir şey vardır. Hatta öyle ki her şey değişmiş.

Evet, tarihi momentlerde geçerken her an’ın dolu dolu yaşanması gerekiyor. Öyle ki yapılması gerekli olanlar bir saniye bile ertelenmeden yerine getirilmelidir. Aksi taktirde o an geçmiş ise artık o an’ı bir daha yakalamak mümkün olamayabilir.

Önder Apo biz gerilladan yapmamızı istedikleri vardı. Ateşkes ilan ederek, zaman içerisinde çatışmasız bir ortamı yaratmak için Kuzey Kürdistan'da gerilla güçlerimizi çekmemizi istedi. Elbette Önder Apo’nun söylediği birçok husus daha vardı. Ancak biz gerillalar için en önemlileri ve de en zor olanları bunlardı. Tüm zorluklara rağmen önderliğimizin bizden istediklerini yerine getirmek için 21 Mart’ın ardından henüz iki gün geçmeden ateşkes ilan ettik. Yine 25 Nisan günü gerilla güçlerimizin 8 Mayıs 2013’de çekilmeye başlayacağını açıkladık. Ve nitekim Kuzey’de gelen birçok gerilla gücümüzün çekilişlerini ve de kendi alanlarımıza varışlarını da medya üzerinde Türkiye ve dünya halklarıyla paylaştık. Yaklaşık 6 aydır da bu gösterdiğimiz duyarlılıktan dolayı da tek bir askerin burnu kanamamıştır. Türkiye ortamı bu ateşkesten dolayı büyük bir nefes alarak kendine gelmeye başlamıştır.

Evet, gerillalar olarak yapacaklarımızı yaptık. Demokratik siyasete şans tanınması, fikirlerin tartışması ve çatışması için ya da zamanında bir liderin belirttiği gibi: “yüz çiçek açsın, bin fikir tartışsın” misali silahları kullanmadık. Biz kendi cephemizde bunları yaparken güya ortamın demokratikleşmesinin sözünü tüm halkların önünde Türkiye hükümeti deklere etmişti. Artık silahların yerine demokratik halklar öne çıkacaktı. Yine Kürdistan'da sürdürülmüş olan tüm kirli oyunlar, savaş hep gerillayla izah edilerek bir nevi tonlarca biber ve gazı Kürdistan halkına sıkılmasını silahlı mücadele ortamıyla izah etmeyi de ihmal etmediler. Bunları yaparlarken de Türkiye halklarını çok ama çok büyük manipülasyonlarla Kürdistan’da sürdürülen çok haklı devrimci direnişe karşı milliyetçilik ve tek bayrak, tek devlet, tek millet, tek vatan ve onca tekçi sloganları altında toplanmasını da başarmasını bilmişlerdir.

Gerilla çekilme kararı alıp geri çekilmeye başlayınca hiçte söylendiği gibi demokratik siyasetin önü açılmadı. Hiçte farklı düşüncelerin kendilerini özgürce ifade etmelerinin önü açılmadı. Hiçte içeriye rehin olarak alınan 8000 Kürt siyasetçisi, sivil toplumcu, barış aktivisti, sendikacısı, tıpçısı, feministi, melesi, çocuğu, genci bırakılmadı. Yine 400 kanser hatası olan tutsak serbest bırakılmadı.

Bırakalım bunların yapılmasını AKP iktidarı bir kere askeri amaçlarla keşif faaliyetlerini durdurmamıştır. Bugüne kadar planlamalarında olmayan yerlerde bile fırsat bu fırsat deyip karakollar inşa etmeye başlamışlardır. Yine koruculuğun lav edilmesi gerekirken korucu sayılarını artırmaya başlamışladır. Kürdistan kültürel mirasını sular altında bırakan barajları tam gaz inşa etmeye devam etmektedirler. Orman kesmeler Erciş’te görüldüğü gibi yüz binlercesini kesmek için harekete geçmişlerdir. Rojava'ya desteklediği ve silahlandırdığı çeteleriyle saldırmaya devam ediyorlar. Halen ağızlarını açarken terörist, eşkıya demekten vazgeçmediler. Hakaretleri günlük olarak sürüyor. Roborski olayını Sümen altı yapmaktan çekinmiyorlar.

Tuhaf Kürdistan'da sözde Kürt halkıyla barışmayı ararlarken bu kez dünyanın tonlarca biber ve gazını Türkiye halklarının yüzlerine sıkmaya başladılar.

Sözü çok uzatmadan AKP iktidarı gerillanın rahatlattığı Türkiye ortamını çok ama çok kötü bir şekilde kullandığı gözlemi her geçen gün gelişiyor.

Hani demokratik siyaset deniliyordu? Demokratik siyaset Gezi Parkında olup bitenler mi? Halen tutsak bulunan binlerce silahsız siyasetçi mi? 

Hani düşünceler ve fikir savaşı yürütülsündü?

Ve hani silahlar susunca Kürdistan'da askeri hareketlik duracaktı?

Özcesi AKP iktidarının söyledikleri, topluma vaat ettiklerinin tek bir tanesi gerçekleşmemiştir. Tekçi zihniyet hatta megolomanlaşmış bir iktidar hırsı çok daha fazla bir şekilde toplumu tutsak almaya gelişerek devam etmektedir.

Durum buyken her halde gerillanın yapacakları olur. Kimse gerillanın iyi niyetini suiistimal etmemelidir. Ve hiç kimse fırsat bu fırsat deyip hem halkımızı tek görmemeli hem de Türkiye halklarını sahipsiz bilmemelidir.

Ve çok doğaldır ki Kürdistan gençliği ve duyarlı olan Türkiye gençliği bu şartlar altında bir an evvel bu gidişata dur demek için dağlara akmasını bilmeli.

Kasım Engin