HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

gezi parkıBirçok yazarın ve aydının değerlendirdiği gibi 31 Mayıs ya da 1 Haziran Türkiye demokratik hareketi açısından önemli bir tarih olacağa şimdiden benziyor. Çünkü Gezi Parkı Direnişi olarak adlandırılan direnişin kendine has özelikleri vardı.

Şöyle ki:

-Her ne kadar iktidar saldırarak Taksim’de dışarıya atsa da onca gün aralıksız direniş halinde olunmak çok fazla önemlidir.

-Bu kadar farklı rengin aynı bir amaç etrafında bir araya gelmesi de bir ilktir.

-Gezi ile başlasa da tüm Türkiye’ye yayılmış olması da bir ilktir.

-Belki de hepsinde de önemli olan yatay bir şekilde direnişin sürdürülmesidir.

-Bugüne kadar sosyal medyanın negatif rol aldığını dikkate alırsak sosyal medyayla iletişim çağı dediğimiz bu çağda çok ciddi işlerin ortaya çıkarılacağıdır.

Yukarıda dile getirdiğimiz birkaç hususu önemsiyoruz. Elbette Türkiye tarihinde çok daha kapsamlı kalkışlar olmuştur. 1968 Gençlik Hareketinin Türkiye’ye sıçraması ardından dalga dalga gelişen direnişler önemliydi. Yine 1970’lerin ortalarında gösterilen refleksler de çok önemliydi. Kürdistan'da sürdürülen devrimci demokratik direniş dışında tutar isek Türkiye’de uzun yıllardır çok ciddi Gezi Parkı Direnişi gibi duruşların sergilenmediğini rahatlıkla dile getirebiliriz. Belki yer yer belli alanlarda daha geniş katılımlı kalkışlar olmuştur. Ancak Gezi Parkı Direnişi gibi bir kapsama asla ulaşmamışlardır.

Özcesi Gezi Parkı Direnişi önemli bir tecrübe olmuştur. Sıradan bir direnişle başlansa bile nerelere kadar götürülebileceğini, ya da birkaç ağaç ile başlayan bir tepkinin nasıl milyonları içine alarak yayılabileceğini hepimize göstermiştir. Bu bağlamda bu direnişi her yönüyle selamlamak gerekiyor.

Gezi Parkı Direnişi sadece bu eylemlikle kalırsa, bununla yetinilirse o zaman gösterilmiş olan büyük direnişin bir anlamı olmayacaktır. Çünkü rejim oldukça sinsidir. Kurnazdır. Hile ve yalanlarıyla herkesi kandırabilecek düzeydedir. Rejimin daha birkaç yıl önce Alevileri, Romenleri, Ermenileri derken birçok aydın, yazar sanat çevrelerini kandırdığını hepimiz gördük. Hatta sosyal demokrat kimlikli insanları da içine alarak göz boyamayla nasıl da bir demokratik bakışa sahip olduğunu da gördük. Avrupa’yı da belli bir süre idare ettiler. Yine birçok dev diye bileceğimiz gücü böyle alavere dalavere yöntemlerle aldatarak bugünlere geldiler. Özcesi rejim gerçekten çok ileri düzeyde maharetlere sahiptir. Öyle söylendiği gibi sadece ufak tefek ayak oyunları yapmamaktadırlar. Gelmiş geçmiş tüm rejimlerin hilelerini, kandırma yöntemlerini, göz boyamalarını ve de ne kadar maddi imkan varsa bunları da seferber ederek bireyleri etkilemesini çok iyi başaran bir rejimle ve iktidarla karşı karşıyayız.

Durum buyken bizlerin sadece bir direnişle bu kadar hileyi hele hele bu kadar iktidarlaşan bir gücü dizginleyeceğimiz düşünülmesin. Tek ses olan bir iktidar gücünün terbiye edilmesi, dizginlenmesi, demokratik çıkışlara yol açılması için Gezi Direnişi tarzı direnişleri çok daha ileriye düzeylere taşırarak yapmamız gerekmektedir. Lakin öyle görülüyor ki Gezi Direnişinde de görüldüğü gibi kimi milliyetçi, ırkçı hatta faşist diyeceğimiz çevrelerde, geçmişte kaybettikleri devlet rantına yenide konmak için yerlerini aldılar.

Demokratik direnişin ırkçılıkla alakası olamaz. Irkçı olanların asla ama asla demokratik olma dertleri olamaz. Yine iktidarcı güçlerin ortaya konulan direnişlerle bir ilgileri olamaz. Gezi Parkında Direnenler görüldüğü gibi birçok yönüyle ortaklığı savunurlarken, doğa katliamlarına karşı dururlarken, ırkçı, tek tipçi, iktidarcı odakların böyle bir dertlerinin olmadığı da iyi görülmelidir.

Türkiye’nin her yerine demokratik direnişin devam ettirilmesi gerektiğini dile getirirken bu direnişin daha anlamlı ve sonuç alıcı olabilmesi için kesinlikle Kürdistan'da sürdürülen devrimci demokratik direnişin iyi görülerek ortak hareket etme zeminleri aranmalıdır.

Öyle ki bizler ya da Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen güçlerin tümü kesinlikle demokratik değerler etrafında bir araya gelerek, gösterdiğimiz direnişin Mısır’daki gibi başkalarının eline geçmemesi için bunu yapabilmeyi başarmalıyız. Aksi taktirde gösterilecek tüm direnişlerin heba olacağı gibi başka iktidar odaklarının çıkarlarına çanak tutmaktan kurtulamayız.

Hayri Engin