HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

chp fotoKürt halk önderi Amed’de: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler” demişti.
Çağ gerçekliğini görmeyen, görüpte gereklerini yapmayanlar her daim tarihin çöp sepetine atıldıklarını tarih bize söyler.
CHP tarihinde sadece bir kere “zamanın ruhuna” uygun hareket etmiştir o da Avrupa’da faşizm dalgalanırken, şaha kalkarken, halkları katliamlar cenderesinde geçirirken olmuştur.
1920’lerin başlarında Almanya’da adım adım öne çıkan bir Hitler, yine benzer tarihlerde İtalya’da gelişen bir Musolloni ve de biraz ileri bir tarihte de İspanya’da gelişen Franco.
CHP o dönemlerde Avrupa’da gelişen bu faşizm dalgasına gayet iyi adım uydurarak, kendilerince “zamanın ruhunu” yakalamışlardı. “Zamanın dilini” okuyarak Kürdistan’da boydan boya katliamlar gerçekleştirmişlerdi. Başka da CHP, tarihinde “zamanın ruhunu” okuyarak politikalar geliştirmelerde hep uzak durmuştur.
CHP'nin bu zamanın dışında, çağın ruhunun dışındaki basiretsizliği aralıksız olarak 30 yıldır sürüyor. Ondan önce yer yer Ecevit ile kimi zaman bir şeyler yapmaya çalışmış olsa da dediğimiz gibi aralıksız olarak 30 yılda fazladır tam bir akıl tutulmasıyla yaşamını sürdürmektedir.
Akıl tutulmasının, yani zamanın dışında ve onun ruhunun dışında yaşamanın zirvesel ismi Baykal olmuştu. Baykal adeta donmuş, çağın dışında ve çağın gereklerini yerine getirmenin karşısında yer alan biri olarak tümden zaman dışı bir kişilik olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Ancak Kürt halk önderliğinin bahsettiği çöp sepetinde…
Az buçuk bu CHP’yi bilenler Türkiye’de demokratikleşmenin en temel handikaplarında birinin bunların olduğu, Kürtlerin bunca yıl acı çekmelerinin de başlıca sorumlularının bunların olduğu bilirler.
Şimdi ise Baykal’ın sözde karşısına çıkarak CHP’yi çağa götürecek bir isim var. Güya Alevi, güya Kürt, güya Dersimli bir yeni CHP başkanı…
Amed’de Newroz mitingi yapıldığında merkez binalarına devasa bir Türk bayrağını asarak Türkiye’de demokratik mücadelenin önünün nasıl alındığını hem de en iyi bir şekilde göstererek. Milliyetçiliği körükleyerek yapan biri.
Türkiye’de 30 yıldır kesintisiz sürdürülen bir özgürlük mücadelesi var. Özgürlük kavgasına atılanlar en az 20 yıldır bu sorunun silahlar yerine siyasetle çözülmesini istiyorlar. İstemenin de ötesinde 20 yıldır birçok ateşkes ilan etmişler, sorunu çözmek için onlarca girişimlerde bulunmuşlar, fedakarlıklar sergilemişler derken Kürtlerin ve Türklerin barışması için çaba sarf etmişler. Bu topraklarda yaşayan tüm renklerin özgürce demokratik bir şekilde kendilerini ifade edebilmeleri için muazzam hem direnişler sergilemişler hem de bu direnişlerini farklı yol ve yöntemlerle sürdürmek istemişlerdir.
Lakin CHP adındaki parti milliyetçi ve ırkçı partilerin de ötesinde yaklaşımlarıyla sürekli engellemiş ve sabote etmiştir. Provoke etmiştir. Xabur bunun en bariz örneğidir.
Baykalcılık’ın özü tek bir çözüm önerisi sunmadan hep takoz rolü oynamaktı. Sabotajcılıktı. Demokratik kriterlerin gelişmemesi ve de faşizan devlet zihniyetin korunması için kışkırtıcılıktı.
Şimdi ise bu kez Baykal yerine ama daha sinsice bir sabotör işbaşındadır. Üstelik bu kez Alevi kimliğini, Kürt kimliğini ve de Dersim kimliğini taşıyan birileri tarafından…
Amed’de milyonların Kürt halk önderinin barışa bir şans için sunduğu tarihi konuşmaya; “Ağrıma gidiyor” diyen bir “Baykalcık” ile karşı karşıyayız. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi kendi merkez binalarına devasa bir Türkiye bayrağı asarak Baykalcıklaşan biri ile karşı karşıyayız.
En başta da söylemiştik, CHP tarihinde sadece bir kere tarihin ve zamanın ruhuna uygun hareket etmiştir, o da 1920’lerin faşizan dalgalanmasında. Ve bu faşizan dalgalanmanın ne kadar zamanın ruhu olduğuna sizler karar verin.
“Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır” diyen Kürt halk önderliği: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler” sözlerini en fazla bu Baykalcıkların ciddi bir şekilde düşünmesi gerekir.
Ve tabi Baykalcıklara destek veren Aleviler, Kürtler, Dersimliler de bu çağın dışında kalmış olan gerçekten de giderek faşistleşen bir partiden ellerini çekerek çağın ve zamanın ruhuna uyarak cevap vermeleri gerekir.
Kürdistan gerillaları olarak halkımızdan, Alevilerden, Dersimlilerden ve tabi tüm sol ve demokratlardan istemiz budur.
K. Nuda