HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Şirin Elemhoyi, bilinçlenen ve özgürlüğe uyanan bir Kürt kadını…

Daha gencecik, ömrünün baharında…

Darağacının kestiği bir dal, incecik bir fidan.

Daha kısa bir süre önce haber alınamadığına dair Roj TV’de verilen bir haberde geçmişti ismi ve sıcak, içten, cana yakın gelen, haberde kullanılan fotoğrafında belleğime kaydedilen esmer yüzü, şimdi belleğime asla silinmeyecek bir biçimde kazındı.

Birkaç gün öncesine kadar da yaşadığına dair umudumuzu yitirmediğimiz Şirin ve arkadaşları, kendisine İslam ülkesi diyen, ama insanlık, vicdan ve onurla hiçbir alakası olmayan İranlı cellatlarca gizlice alınıp götürüldü aramızdan, yaşamdan koparıldı. Şeriat kanunlarına göre zina ve günah işleyenlerin katli vacip görülür. İslam ideolojisine inananlar, sevaba girdiklerini, tertemiz dünyalarını bir kirlilikten daha arındırdıklarını ve cennete gitmek için hanelerine bir puan daha yazıldığına inandıkları için onlar nezdinde günahkar, fakat insanım diyenlerin vicdanında günahsız olan insanların günahına giriyorlar. Cellat oluyorlar ve gencecik insanların boynuna idam ilmiğini geçiriyorlar, “Allahın verdiği canı Allah alır” ilkesine bile ihtiram etmeden…

İran rejimi, İslamiyet ve din adına kaç yüz bin insanın katlini vacip gördü? Din kisvesine bürünüp, kanunlarına sığınıp nasıl da meşrulaştırıyor katilliğini. İnsan haklarına, hiçbir hukuka ve adalete sığmayan bu ölüm biçimlerine kayıtsız ve sessiz kalmak, katlettiklerinizin katline ortak olmaktır. Ne Şirin’in, ne arkadaşlarının ne de onlardan öncekilerinin böyle bir ölümü hak etmediklerini ve bu biçimde öldürülemeyeceklerine inananlardanız. Onlar da kendi onuru ve özgürlük kavgası için canları dahil her bedeli vermeye hazır olanlardı…

Onlar için ölümün bir değeri yoktur. Onlar ruhu, duyguları öldürülen ve teslim alınanların arasında hiçbir zaman yer almadılar. Bir gün ölseler bile kavgaları ve direnişleriyle anılacakları bir yaşam yarattıklarına ve onu gelecek kuşaklara bir miras olarak bıraktıklarına inananlardı. Her gün katliamlardan geçirilen, sürgünlere yollanan bir halkın çocuklarıydılar. İran rejimince günahkar sayılıp asılmaları bundandı. Kürt olarak doğmaları, kendi kültürü ve diliyle yaşama istemleri ve bu uğurda verdikleri kavga, onların boynuna idam ilmiğini geçirdi. Tek suçları ve günahları Kürt doğmak ve onurlu yaşama istemi…

Ölüm her ne kadar özgürlük duruşu ve onuru karşısında küçülüp anlamsızlaşsa da, biz yine de Şirin’in ve arkadaşlarının bu tarz ölümünü, onlar ise Şirin’in özgürlüğe uyanan yüreğini, isyanını, mücadelesini hazmedemediler.

Nasıl kıydılar yüreğinde özgürlüğü büyüten bu dört fidana? Gözlerindeki yaşam umudu hiç mi rahatsız etmedi vicdanlarınızı? Süt kokulu bu ana kuzularına nasıl kıydınız? Hiç mi korkmadınız analarının sizi boğacak olan öfkesinden, acısından…

Ya zulmünüze “yeter” deyip onlar gibi uyanan yüz binlerce genç isyancıdan da mı korkmuyorsunuz? İran cellatları! Yaptıklarınızın unutulacağını sanmayın. Kürt halkının ve tüm insanlığın lanetinde boğulacaksınız.

Şirin Elemhoyi, bu dünyayı yürekli bir dünya haline getirmek için yaşama sıkı sıkı sarılan gencecik bir kadındı. Yaşama bunca sevdalı bir genç kadına ölüm aykırı değil miydi?

Şirin!

Bir kez daha bizlere bilinçlenen ve güçlenen bir kadından nasıl korku duyulduğunu hatırlattın. Özgürlük saçan duruşunla, mücadele kararlılığınla kendisini yenilmez sanan İran rejimini, ölüm çukuruna koyup bir taş da sen attın. Nasıl ki onlar günahkar saydıkları kadınlara bunu yapıyorsa, sen de onları günahkar görüp kavganla onları recim ettin.

Kürt kadınının onurlu direnişinin bıraktığı mirastan payını alan bir Kürt kızıydı Şirin. Yine aynı zamanda bu mirası sahiplenendi. Direnişleriyle uçurumlara farklı anlamlar katan, Zarife, Besê ve Beritan gibi, soykırıma, sömürüye başkaldıran Leyla Qasım gibi Şirin’den de korktular. Oysa onlar bilir mi ki, kurdukları hiçbir darağacının özgürlük duruşunu bükemediğini…

Özgürlüğü ve onuru için mücadele eden, tarihin en güzel sayfalarına adını veren ve kendinden sonrakilere yol işareti olan kadınlardan biri oldun Şirin. Kürdistanlı ve Doğu’lu tüm kadınlara yol gösterici, onları karanlıklardan aydınlığa ulaştıran köprü…

Cellatlarının yüreğine korku salacak son sözlerine biz kulak verdik. Biz senin son sözlerini duyduk Şirin.

Ömrünü, yaşını bedel verdiğin kavgana senden sonra sarılacak milyonlarca Kürt genci ve kadını olacak. Senin ve diğerlerinin asıldığı yerde, size kıyan rejimin temsilcileri ve yöneticileri utanarak özür dileyecek tüm insanlıktan, Kürt halkından ve de annelerinizden…

Bize ulaşan son sözlerini, tüm kadınların ve onurlu insanların kulaklarına fısıldayıp onları özgürlük kavgasına katmayı ve kavganı büyütmeyi bir borç bileceğiz…

Rojbin Golav