Kürdistan’da mayıs hüznün ve kederin ayı gibidir. Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde en çok şehitler bu ayda verilmiştir.

Bilinmez ama Kürdistan’da mücadele yürüten güçler Kürdistan iklimini dikkate alarak yol almak zorundadırlar. Bunun hesabını yapmama ya da yeterince derin ele almama beraberinde hep sorunları yaratmıştır. Çünkü Kürtlerin düşmanları mayıs ayında Kürdistan coğrafyasının adım adım açıldığını, yolların yolcular için kullanılır olacağını bildikleri için hep bu ay’a çıkmadan yüklenmişlerdir. Bir nevi Kürtleri hep bu ayda vurarak mücadele yılına negatif moral ve motivasyonla girmelerini sağlamayı hedeflemişlerdir.

İşte bunun için mayıs Kürdistan’da hüznün, acının, göz yaşlarının, işkencelerin azalmadığı bir aydır. Hiç şüphe yoktur ki bu kadar hüznü, acıyı, işkence ve göz yaşını aşmak için de mayıs ayı bir direniş ayıdır. Başka bir deyimle şehit ayıdır.

Bilinmez ama öyle görülüyor ki Kürdistan’ı işgal eden tüm güçler bu gerçeği bilerek Kürdistan’da Kürt direnişçilerine yüklenmişlerdir. Ve öyle görülüyor ki işgalci güçler kendi devrimci güçlerine de yüklenmişlerdir. Türkiye devrim mücadelesinde en çok şehidin mayıs ayında verilmesini başka nasıl izah edeceğiz?

Evet mayıs ayı hüznün ve acının ayı ancak direnişin ve başkaldırının da ayı…

Leyla Kasım 1952 yılında Xaneqin’de dünyaya gelmiş bir Kürt kızıdır. Burada öğrenimini başlar ve giderek 1971’lerde üniversitede sosyoloji okumaya başlar. Bu yıllarda güney Kürdistan’da Kürtlerin özgürlük mücadelesi giderek ön plana çıkmaktadır. Leyla Kasım ailesinin yurtsever duygularından da etkilenerek hızla gençlik çalışmalarına katılacak ve üniversite de gözde bir çalışan olacaktır. Siyasal çalışmalara aktif katılan Kürt kızı Leyla-Saddam güçleriyle peşmergelerin arasında kızışan savaş ortamında-ve 4 arkadaşı 28 nisan’da tutuklanırlar. Saddam rejimi tehlikeli 4 militanı yakaladığını ilan edecek ve 13 mayıs günü Leyla ve 4 arkadaşını idam edecektir.

Leyla Kasım’a idam kararı yüzüne okunurken sarf ettikleri sözler halen bugün her Kürt gencinin yüreğinde yerini almaktadır. Leyla Kasım; “Beni öldürün, ancak şunu iyi bilin ki benim ölümümle binlerce Kürt genci ölüm uykusunda kalkacaktır. Ben canımı Kürdistan’ın özgürlüğü için verdiğim için başı dik ve mutluyum” diyerek ölüm darağacına yürüyecektir.

Evet bugün Leyla Kasım’ın şahadetinin ardından tam 27 yıl geçmiştir. Ve bugün Kürt gençleri Kürdistan’ın her yerinde özgürlük ve adalet için canlarını dişlerine takarak ölümü de göze alarak başı dik ve mutlu  bir şekilde direnişlerini sürdürüyorlar.

Leyla Kasım bir Kürt kızı olarakta bugün Kürdistan’ın dört bir yanında dağlarının doruklarına akan kadın gerillaların şahsında da yaşamaktadır. O bir kadının ülkesi için yapacaklarının olacağının bilinciyle siyasal mücadele atılmıştır. O bir kadın olarak en ön cephede mücadelenin en sertinde yer alacağını kendi pratiğinde göstererek yaşamıştır. Ve bugün Leyla Kasım’ların ardılları dağların doruklarında aynı ruhla ancak daha bilinçlice, daha örgütlü ve kadın rengiyle mücadelelerini sürdürmektedirler.

Şu iyi bilinecek; Leyla Kasım’ı idam sehpasına götürenler bugün binlerce Leyla Kasım yarattıklarını göreceklerdir. Ve Leyla Kasımlara işgalci güçler yöneldikçe de Leyla Kasımlar dağların doruklarına tırmanmaya devam edeceklerdir.

Leyla Kasım’ı anarken, büyük kadın komutanımız, büyük sanatçımız Mizgin-Gurbet Aydın’ımızı-da aynı duygularla 19’ıncı şahadet yıldönümü olan 11 mayıs’ta anıyoruz.

Leyla Kasımların izinden yürürken Mizginlere oradan Cahide Afrinlere, Beritanlara, Zilanlara, Semalara, Viyanlara, Nucanlara, Nudalara ve nice ismini altın harflerle halkların ve halkımızın yüreğine ve tarihe yazdırmış olan ölümsüz kadın gerillamızın takipçisi olacağımızın sözünü yeniden yeniden veriyoruz.

Kasım Engin