Şehitlerimizden elinizi çekin diyoruz. Onlar bizim geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimizdir. Onlar bizi bugünlere getirenlerimizdir. Onlar kendileri için tek bir şey istemeden canlarını, inandıkları değerler uğruna ortaya koyan yegana temsilcilerimizdir.
Bunun için şehitlerimize yaklaşımız bizim en temel değerlerimizden birisine yaklaşım olduğu için bizim bir kırmızıçizgimizdir.
Evet, onlar geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimizdir. Bunun için ağzınıza lafınızı alırken şehitlerimize dönük ise bu laflarınız iyi ölçüp iyi biçim söyleyeceksiniz, aksi taktirde kim olursanız olun, ne olursanız olun faturası size ağır gelecektir.
Şehitliğin ne olduğunu az çok bilmeniz gerekir. Kendi ülke toprakları işgal altındayken, başkası tarafında zulüm görmüşken, yok sayılmışken, onca hakarete uğramışken bu duruma karşı baş koymak, karşı koymak ve direnmek için gerekirse canını vermek tek kelimeyle şehitliktir. Bunun için kutsaldır böylesine can vermeler. Çünkü birey kendisi için bir şey istemez. Kendisi için bir beklentisi yok. Kendisi için hesap kitabı yoktur. Hele birde bu kadar güç dengesizliği söz konusu iken canını dişine takarak, kelle koltukta içerisine doğduğu toplumun değerlerini korumak için canını ortaya koymak herkesçe saygı uyandıran bir eylem biçimidir. Ve bu eylemin adı şehitliktir.
Bunun için diyoruz ki şehitlerimize karşı saygılı olacaksınız. Aksi taktirde yarın başınıza bilinmeyen bir yerde bilinmeyen bir şekilde bir şey gelir ise faturası sadece ve sadece size kesilecektir.
Faşist bir devlet sadece sadizmle sınırlı kalmıyor şehitlerimize de yöneliyor. Şehitlerimizin halkımız tarafında kaldırılmasına da izin verilmiyor. Kollarının kırılması yetmiyor, gözlerinin çıkarılması yetmiyor, kulaklarının kesilmesi yetmiyor, panzerler arkasında sürüklenmeleri yetmiyor, helikopterlerde atıldıkları yetmiyor, kimyasallarla param parça edildikleri yetmiyor, bu kez kendi topraklarına gömülmeye izin verilmiyor.
Şehitlerimiz ki: “ülkelerine sevdalı, insanıyla nişanlı ve toprağa düştüğünde nikahlanan”lardır. Hiç kimse bu sevdaya, hiç kimse bu gönül vermeye, hiç kimse bu kutsanmaya gölge düşüremez.
Bu şehitlerimiz hiç mi ama hiç bir şey istemeden, tümden sadece ve sadece en büyük özveride bulunarak canlarını ortaya koyanlardır. Öyle ki canlarını ortaya koyarlarken bile “Mezar taşıma borçlu yazın” diyecek kadar da yaptıklarının bırakalım karşılığını istemeyi özeleştiride bulunanlardır. Öyle ki “keşke canımdan daha fazla verecek bir şeyim olsun” diyecek kadar davaya inadına bağlı olanlardır.
Evet, şehitlerimiz dünümüz, bugünümüz ve yarınımızdır.
Kürt halkını anlamak istiyorsanız bu halkın şehitlerine nasıl sarıldığına bakacaksınız. Bu halkı orada göreceksiniz. Ve tabii ki şehidi anlamak istiyorsanız onun bu halkın yüreğinde nasıl bir yer edindiğini görerek yaklaşacaksınız.
Bu şehitler ki başkasının toprağını işgal ederek düşmemişlerdir, bu şehitler ki canlarını verirlerken tek bir maaş dertleri olmamıştır, bu şehitler ki içlerinde zırnık bir milliyetçilik olmamıştır, bu şehitler ki inandıkları değerler uğruna hiç mi ama hiçbir istemeden canlarını vermişlerdir.
Evet, bunları iyi bileceksiniz.
Ve bir şiirde dile geldiği gibi:
“Meçhul asker
Bir heyet gidince başka bir yere
Çelenk koyar meçhul askerin anıtına
Yarın şayet
Ülkeme gelir de öyle bir heyet
Sorarsa bana
“nerde meçhul asker anıtı” diye
“beyim” derim
“beyim”,
Kıyısında her arkın
Sekisinde her caminin
Kapısı önünde
Her evin
Her kilisenin
Her mağaranın
Kayalarında her dağın
Ve ağaçlarının üzerinde her bahçenin
Kürdistan’da
Gökyüzünün altında her yerde
Her karış toprak üzerinde
Çekinme!
Eğip başını hafifçe
Koyuver çelengini.”
Bu şehitlerimizin önünde yapacağınız ancak ve ancak saygı göstererek hafiften basışınızı eğere çelenk bırakmaktır. Aksisi size çok fazla zarar verecektir.
Mehmet Guyi