HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Öz savunma belki de özgürlük mücadelesi içerisinde en az anlaşılan konuların başında gelmektedir. Adeta olsa da olur olmasa da olur yaklaşımlarını günlük olarak görüyoruz.

ARGK sürecinde öz savunmayı ağırlıklı olarak gerillayı tamamlayan yedek bir güç ya da çalışma olarak ele alıyorduk. O zaman devrimi ağırlıklı olarak gerillaya dayalı olarak yürüteceğimize inanıyorduk. Hiç şüphe yoktur ki halk serhildanları yükseltilecek ve gerillayla el ele devrim gerçekleştirilecekti.

Ne var ki tarih bize gösterdi ki bu yetmeyen bir yaklaşım olmuştur. Hele bir de Türkiye’de devrimin ikinci önemli ayağı gelişmeyince ciddi zorluklar yaşanmıştır. Öz savunma çalışmalarını biz milis örgütlenmesiyle yürüttük. Ve bunlar genelde silahlı milislerdi. Yer yer milis taburlarını da oluşturduk. Ve gerillayla birlikte onlarca milis eylemlere katıldı. Ama dediğimiz gibi bunlar hep gerillanın yedeğinde, yanında, destek güçler olarak ele alındı. Özcesi stratejik bir yaklaşım yerine taktiği bir güç olarak ele alınıyordu. Diğer dünya devrimlerinde öğrendiklerimiz bunlardı. Onlarda böyle yapmıştı.

Ancak dediğimiz gibi tarih ve özgürlük mücadelesi bize gösterdi ki bu yaklaşımımız yetersizdi. Hiç şüphe yoktur ki gerillanın yanında silahlı milisler olacaktır. Yani ateşli silahlar kullanarak gerillanın yanında yer alacak güçler yine olacaktır. Ancak önüne devrimi ve özgürleşmeyi koymuş bir halk ya da hareketin savunma stratejisi bu olamaz.

Partimizin öngördüğü yeni stratejiye ve paradigmaya göre biz tümden halka dayalı özgürleştirme çalışmalarını ele alıyoruz. Yani halka rağmen devrim yerine halkla, halkın yanında yer alan bir gerilla olarak özgürlük mücadelesi yürütülecek. Gerilla olmasa da bu halk kendi özgürlük mücadelesini yürütecek pozisyona gelmelidir. Bu yepyeni bir yaklaşımı gerektirir. Bu komple bir halkın örgütlülüğünü gerektirir. Yeniden bir halkı ana yanlı, neolitik, eşitlikçi, özgürlükçü ve de adaletli olarak ele alarak geliştirmek istiyorsak –ki biz buna politik ahlaki toplum diyoruz-o zaman savunma stratejimizi değiştirmemiz gerekiyor.

Kürt halk önderliği: “Ahlaki ve politik toplumun günümüzde yaşadığı gerçeklik, yani öncelikli sorunu özgürlük, eşitlik ve demokratikleşmenin de öncesinde var oluşsaldır. Varlığı tehlikededir. Modernitenin çok yönlü saldırısı, her şeyden önce varlığını savunmayı öncelikli kılar. Demokratik modernitenin bu saldırıya karşı cevabı, öz savunma anlamında direniştir” demektedir.”

Devamla da; “Öz savunmayla birlikte demokratik siyaset, dönem politikacılığının özüdür. Demokratik siyaset ahlaki ve politik toplumu geliştirirken, öz savunma onu iktidarın kendi varlığına, özgürlüğüne, eşitlikçi ve demokratik yapısına yönelik saldırılarına karşı korur“ demektedir.

Başka bir deyimle, “Öz savunma bir kol olmaktan ziyade, demokratik toplumun ve demokratik konfederalizm örgütlülüğünün esas savunma gücü ve sistemini ifade etmektedir. Meşru Savunma Stratejisinin temel örgütlenme biçimi olmaktadır. Demokratik toplumun bilinç, eğitim ve örgütlülükle kendi kendini savunur bir güç haline gelmesini içermektedir.”

Yani, “öz savunma bir kol değil, demokratik konfederalizm sisteminin temel savunma duruşu, gücü ve örgütlülüğüdür. Tüm halkın öz savunma bilinci, eğitimi ve örgütlülüğüne kavuşturulması ve saldırılar karşısında kendi kendini savunmasını ifade eder öz savunma.”

Gerilla ise bu öz savunmanın sadece ve sadece bir parçasıdır. Ateşli silahları kullanan parçasıdır. Biraz da profesyonel olanıdır, öncüsüdür.

Bu yeni bir durumdur. Gerilla kendi üzerine düşeni yine layıkıyla yerine getirecektir, yükün ağır olanından geri durmayacaktır. Ancak Kürdistan’da meşru savunmanın ya da meşru direnişin temel savunma gücü öz savunmadır.

Öz savunmaya yaklaşım, demokratik toplum örgütlülüğüne, özgür yaşama yaklaşımdır. Öz savunma yaşamın her sahasına taşırılması gereken bir savunma biçimidir. Bir nevi öz savunma toplumun yaşam refleksidir. Atar damarlarıdır. Yaşamasının garantörüdür.

Dikkat edilirse demokratik özerklik tartışmalarında devletin, egemenlerin, cümle cemaat Kürt halkının güç olmasını istemeyen güçlerin rahatsız olduklarını gördük. Her şeyi kabul edebilirler ancak öz savunmada nereden çıktı diye afallanıyorlar. Kabul edemeyeceklerini söylüyorlar.

Ama biz biliyoruz ki kendisini savunmasını bilmeyen bir toplumun elde ettiği tüm hakları bir gün içerisinde yeniden elinden alınabilir. Ama biz her an kendisini savunabilecek bir pozisyonda bulunan bir halka yaklaşımın sıradan olamayacağını da biliyoruz.

Hâlbuki ileri toplumlarda nereye giderseniz gidin, nereye bakarsanız bakın eğer kendilerine dönük tehlikeler ön görüyorlarsa sivil savunma çalışmalarını aralıksız sürdürürler. Aralıksız kendilerini savunmanın eğitimlerini sürekli yaparlar.

Bizim savunmamız ya da öz savunmamız hiç şüphe yoktur ki devletlerinkine benzemiyor. Ne devletlerin elerinde bulunan maddi imkânlarımız vardır ne de devletler gibi kendimizi savunmayı düşünüyoruz.

Bizim yapacağımız her şart altında yaşamımıza yapılacak olan kast etmelere anında cevap vermektir. Çoğu zaman da yaşamımıza kast edilmeden kendimizi savunacak olan mekanizmayı oluşturmaktır.

Öz savunma öncelikli olarak silahsızdır. Silahlı olanları zaten gerilladır. Gerilla da kolay kolay şehre inmez. Gerekmedikçe inmez. Ancak ana gövdesi silahsız olanlardır. Bunların öncüsü kimdir diye soracak olursak, vereceğimiz cevap gençler ve kadınlardır olacaktır.

Öz savunma olmadan Kürt sorununun barışçıl-siyasi çözümü gerçekleşebilir mi? Kürt ulusal varlığını ve demokratik toplum örgütlülüğünü öz savunma olmazsa kim savunacaktır?

Buna verilecek cevap dediğimiz gibi gençliktir. Ve genç kadınlardır. Adeta her alanda mahalle mahalle gençliğin kendisini örgütlenmesi gerekiyor. Hücre hücre kendisini sistem haline getirmesi gerekiyor. Toplumu savunacak temel güç haline kendisini getirmesi gerekiyor. Öyle bir örgütlülük olmalıdır ki kim nerede ne yapıyor yerelde örgütlenmiş gençlik bilsin. Uçan kuştan haberi olsun. Bir yerde bir şey mi olmuş birkaç dakika içerisinde oraya binlerce insanla yığılsın.

Bugün teknik gelişim dikkate alındığında birbirine ulaşmak zor olmamalıdır. Bir sinyalle bir yerde buluşmak zor olmamalıdır. Bu kolay mı belki kolay değildir ancak başarılmak zorundadır. Başka da öz savunma gerçekleşemez.

Evet, öz savunma tümden bir halkı korumanın çalışmasıdır. Öyle ki yarın bir gün hiçbir gerilla olmasa da bu halkı savunacak, koruyacak bir öz savunma gücü oluşturmalıyız.

Kasım Engin