HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Ayıptır,

Günahtır,

Zülümdür,

… Sınırlarda gözlerini hayata açtılar ve sınırlarda kapadılar. Çünkü onlar hep sınırlarda yaşamak zorunda bırakıldılar, sınırlara mahkum edildiler. Sınırda kaldıkları ve sınırın öbür tarafına geçtikleri yer de Kürdistan coğrafyası. Ve onlar Kürdistanlı çocuklardı. Bölünen bir coğrafyanın arasında kalmış ve kaçak bir hayat süren çocuklar. “Kaçakçı, eşkıya, bölücü, terörist” diyorlar onlara. Bu tabirlerle nitelendirdikleri gençleri hiç acımadan vuruyorlar, hem de en vahşi biçimde.

Ayıptır,

Günahtır,

Zülümdür,  

Bugün 35 genci Kürt halkı toprağa verdi. Toprak bile artık ağlıyor. Kürt gençlerinin bu kadar acımasızca katledilişine serzenişte bulunuyor. Toprak isyan ediyor, halkım ona yaşatılanlara, reva görülenlere isyan ediyor. Göğsüne vuran, ağıtlar yakan anneler yürekleri parçalıyorlardı. Doğduğum coğrafyada annelerin feryatları, figanları hiç kesilmedi. Hepsinin acısı ortak ve hepsi hayatının baharındaki çocuklarına ağıtlar yakıyor. Beddua okudular, onlara öyle bir acıyı yaşatmak zorunda kalanlara. Türk devletini insanlığa davet ettiler.

Soykırım ve katliamların hesabını vermekten korkan ve her soykırım sözü geçtiğinde kıyametler koparan Türk devletinin gizleyemeyeceği, kaçamayacağı bir soykırıma daha tanıklık ettik. Türk devleti bunu ne ilk kez yapıyor ne de bu zihniyet yapılanmasına sahip oldukça bu yaptıkları son olacak. İnsanlık suçlarına kılıf uydurmaya çalışıyorlar şimdiden. Hem biz ilk kez karşılaşmıyoruz bu tarz katliamlarla. Kazan Vadisi’nin acısı hala taze. Ha Kazan Vadisi ha Uludere! Ne fark eder? Kazan Vadisi’nde Türk ordusunun yapmış olduğu katliamın bir benzeridir yaşanan. Parçalanmış ve kimyasaldan yanan insan bedenleri… Bu ne büyük öfke ve nefret? İnsanlığın neresine sığdırılabilir bu yapılanlar?

AKP hükümeti ve Türk ordusunun gözünde bütün Kürtlerin katli vaciptir. Çünkü fetvayı, ölüm emrini büyük yerden, Gülen’den aldılar. Hiçbir vicdana sığmayacak bu alçakça saldırının üstünden 9 saat geçtikten sonra Hüseyin Çelik medya ordusunu da çağırarak, katliamı meşrulaştıran ifadeler kullanıyor. Sadece bununla yetinmeyerek çocukları için yas tutan, bu katliamı kabul etmeyeceğini söyleyen halka da tehditler savurmaya başlıyor. Kürt halkına tam bu sözlerle olmazsa bile“acınızı içinize gömün ve olanları görmezden gelin” dedi. Utanmadan yargıdan ve hukuktan bahsetti. Kürt halkının gözünde maskesi düşmüş faşist, şoven AKP hükümet yetkililerinin hangi sözlerine ve Türk devletinin hangi yargısına ve adaletine güvenecek bu halk? Türkiye’de işleyen bir yargı ve adalet varsa o da AKP’nin yargısı ve adaletidir. Kürt halkı bunun nasıl işlediğini de birebir yaşayarak gördü, görüyor. Uğur’un, Ceylan’ın ve daha nicelerinin davaları ne oldu? Kaç kişiyi cezalandırdınız? Bırakın artık gözlerimizin içine baka baka yalan söylemeyi. Siz insanlıktan ve vicdandan nasibinizi alamayan kan emici canavarlarsınız.

Halkımın ve onun çocuklarının öfkesinde boğulacaksınız. Gün gelecek yaptıklarınızdan dolayı halkımdan özgür dileyeceksiniz, ama biz yine de bu özrünüzü kabul etmeyecek ve bize yaşattığınız acılara sırtımızı dönmeyeceğiz. Onlar hep bizimle kalacak ve biz o acılarla yaşadıkça üzerinize öfkemiz yağacak. Ne Kazan Vadisi ne de Uludere’yi unutmayacağız…

Rojbin Golav