HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

gerilla kardaDün akşamüstü TC televizyonlarında haberleri izlerken Türkiye cumhuriyet tarihinin en sosyopat olan kişisi ekrana çıkıyor. Namı diyar İ. N. Şahin. Tekirdağ’da sözde hemşerileriyle buluşmuş, hemşeri ayaklarını takınacak. Her nedense söz dönüp dolaşıp bize geliyor. Yani gerillalara. Uyku kaçması dedikleri durum herhalde bu oluyor. Yat kalk bizi konuşuyorlar. Yani gerillaları.

Hatırlayanlar, izleyenler ve dinleyenler bilir Türkiye’nin sözde büyükleri bugün nereye giderlerse gitsinler, ne yaparlarsa yapsınlar, nereye uçarlarsa uçsunlar karşılarına bizler yani gerillalar dikiliyor. Öyle ki tüm rüyalarına gerillalar giriyor.

Gerilla ise onların uyku kaçıranıdır, gerilla onların can sıkıntısı. Ve birde onların canını alacak Azrail…

İşte Türkiye cumhuriyet tarihinin en büyük sosyopatı yani a sosyal tipi olan bu az kaslın E.T. diyecektik ama o dünya dışı yarattığa hakaret etmemek için İ. N.’si “bunlar her yerde eylem yapabilirler, her yere gelebilirler, her yere gidebilirler” mealinde sözlerle sözde bizim ne kadar tehlikeli olduğumuzu söylemeye çalışıyor. Doğrusu iyi de söylüyor.

Biz her yerdeyiz ve hiçbir yerdeyiz. Bunu bileceksiniz. Biz sizin o en rahat uykularınızın uyku kaçıranlarıyız. Sizin tatillerinizin baş ağrıtanıyız. Yolda yürürken ayağınıza çelme takanıyız. Uçakla uçarken bomba bırakanıyız. Arabayla giderken tuzak döşeyeniyiz. Gezmeye çıkarken yol keseniyiz.

Evet, bizler sizin derin uykularınızın ve de o kendinizde çok emin ve gizemli rüyalarınızın dağıtıcılarıyız. Ve biz var oldukça ne size uyku olacak, ne rüya göreceksiniz, ne gezi yapacaksınız, ne rahat dolaşacaksınız, ne istediğiniz yere gideceksiniz, ne de kafanızın estiği gibi konuşacaksınız.

Biz var oldukça siz bir bizi konuşacaksınız. Size başka bir şey tattırmayacağız. Bizle yatıp bizle kalkacaksınız. Hani diyorlar ya nerenin Sendromu diye, artık sizin için de bir Sendrom oluşmuştur. Bunun adı Gerilla Sendromu’dur. Ve bu sendrom öyle sandığınız gibi erkenden iyileştirilemez. Tedavisi neredeyse mümkün değildir. Geçmez. Adamı ters köşeye yatırarak sonunda Bakırköy’e yollar.

Bu durumu bilen İ. D. İsmindeki uzaylı gerillaya “mağara yaşamını, taş devri” yaşamını bırakın diyerek sesleniyor.

İ. D. İsmindeki kişi siz merak etmeyin. Biz değil ki sadece mağaralarda hatta sizin deyiminizle taş devrinde yaşarız. Halkımız için gerekirse Buz Devrinde de yaşarız. Yeter ki halkımız özgürlüğüne kavuşsun. Yeter ki halkımız sizin sömürge boyunduruğunuzda kurtulsun. Yeter ki halkımız gelecek aydın yarınlarda mutlu yaşasın. Yeter ki halkımızın da bu dünya da yaşayacağı özgür bir toprak parçası olsun.

Evet, yeter ki halkımız sizin faşizan zulmünüzde kurtulsun ve varsın bizler yani bu halkın gerillaları Buz Devri şartlarında yaşayalım.

Ama şuna emin olun ki; bizler Buz Devri şartlarında yaşasakta Gerilla Sendromu hepinizi Bakırköylük yapacaktır. Gerilla size rahat uyku tattırmayacaktır. Rüya görmenizi engelleyecektir.

Boşuna zamanında bir şair:

“Biz çoktan erittik Yüreklerimizin çelik potasında” ki o sizin dile getirdiğiniz yaşamı. Biz çoktan baş koyduk halkımızın -bedeli ölümde olsa- haklı davasına.

K. Nurhak