Dağlarda metrelerce kar. Yıllardır görmediğimiz ve alışmadığımız bir kara kış. Gözün görebildiği her yer beyazla örtülü. Soğuk mu soğuk.
İklimsel olarak gerçekten soğuk günler ancak ruhen her zamankinden çok ileri düzeyde sıcak hem de yaz aylarından çok çok sıcak günler.
Ortadoğu kaynıyor. Bir yıldır Arap Baharı diye dillendirilen halkların kalkışı herkesi ama herkesi etkiliyor. Yüz binlerle meydanlara çıkanlar on yılların diktatörlerini alaşağı etmiş, belki henüz geleceklerini belirlememişlerdir. Ve belki de kalkışmanın bedelini ödeyenleri kendileri, kazanacaklar ise başkaları da olabilir. Ama her halükarda kendi iradelerini ve yüreklerini ortaya koyarak bir kez de olsa diktatörleri alaşağı etmek var ya… Dünyalara bedel.
Evet, yaşadığımız coğrafya çok mu çok sıcak. Yaşadığımız coğrafya bu kadar sıcak iken bizim üşümemiz düşünülemez. Bizim halkların kalkışmasına katılmamasızlık etmemiz olabilir mi? Elbette halkların bu baharına bizim belki de herkesten daha fazla katılma görevimiz ve sorumluluğumuz bulunuyor. Çünkü bu coğrafya da diktatörlere karşı ilk fitile ateşi çakanlar biziz. Ve kırk yıldır da bu ateşi halkların lehine gürleştirmek için mücadele ediyoruz. Halkların kardeşçe, eşitçe, demokratik bir Ortadoğu’da bir arada yaşaması için yıllardır mücadelenin en sertini hem de tüm emperyal kapitalist modernist güçler tarafından terörist ilan edilme pahasına savunduk. Ortadoğu’nun Ortadoğularının olması için neredeyse kafa tutmadık emperyalist güç bırakmadık.
Evet, şimdi Ortadoğu’nun birçok yerine yayılmış olan kalkışmanın ilk fitilini çakanlar olarak bu baharın ateşin fitili bu kez çok daha güçlü bir şekilde Kürdistan’da çakacağız. Tahrir Meydanında yapılanları bu kez Kürdistan’ın her meydanında daha güçlü ve uzun vadeli olarak Kürdistan halkı yapacaktır. Ve tabii ki onun özgürlük gücü olan gerillaları.
Bu bahar sıcak geçecek hem de çok çok sıcak. Biz sıcak günlerin yaşanmasına Devrimci Halk Savaşı diyoruz. Devrimci Halk Savaşı aynı zamanda Kesintisiz Direniş demektir. Bunu bilen cümle iblisler bundandır ki kara kışın ortasında Kürdistan özgürlük savaşçılarına karşı ahlaki değerlerden çok uzak olan bir saldırı ve yok etme savaşı başlatmışlardır. Kendilerince ne kadar vahşi yöntemlerle bu yok etme savaşı sürdürülürse o kadar çok özgürlük savaşçılarını korkutmuş olacaklar.
Ama bilmezler mi ki özgürlük savaşçıları şairin dile getirdiği:
“Cellat uyandı yatağında bir gece
’Tanrım’ dedi ‘Bu ne zor bilmece’
Öldürdükçe çoğalıyor adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe...”
gibi her gün çoğalıyorlar. Elbette bilirler bunu. Bunu bildikleri için de Kesintisiz Direnişin önünü almak için akla ziyan binlerce yalan dolana başvuruyorlar.
Evet, yeni bir bahara doğru yönümüzü çeviriyoruz. Bu bahar her bahardan daha farklı geçecektir. Kürdistan baharını Arap baharıyla hem de Arap halkıyla kardeşlik temelinde daha güçlü birleştirerek karşılamanın gururunu şimdiden yaşıyoruz.
Şıho Dirlik
Kesintisiz Direniş
- Ayrıntılar