HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürt özgürlük hareketi, 15 Ağustos eyleminin 27. Yılına, 20 Eylüle kadar sürecek olan eylemsizlik kararı ile girdi. Dördüncü stratejik dönemin başladığı bir dönemde eylemsizlik kararı, Kürtlerdeki iradenin ve örgütlülüğün ortaya çıkması anlamına geliyor.

Her şeyden önce anlaşılması gereken şudur! Kürt gerillası 1 Haziranda başlattığı eylemlilik sürecini oldukça başarılı bir şekilde geçirdi. Kimsenin beklemediği bir tempo ve taktik ile savaşımını sürdürebileceğini gösterdi. Fedai bir ruh ile her şeyi göze alarak, kontrollü bir savaş yürüttü. Şimdi ise 13 Ağustostan itibaren 20 Eylüle kadar, KCK’nin eylemsizlik kararına uyarak savunma pozisyonuna geçti.

Hükümet yanlısı medya organları HPG gerillaları karşısında çaresiz kalan Türk ordusunun zaafiyetlerini örtbas etmek için kendilerince senaryolar geliştirip, bilmem hangi eylemi kimler yapmış dediler. Yine bazı eylemlerde heronlar görmüş de birileri müdahale etmemiş, dediler. Lafla peynir gemisi yürümez. Gerillanın eylemleri karşısında biçare kalan ordunun da durumu aynen öyle oldu. Birileri lafla orduyu kurtarmaya çalışıyor, ama bütün kamuoyu biliyor ki bunlar beyhude çabalardır. Birileri istedikleri kadar yanıltmaya çalışsınlar gerçek kendini her zaman hissettirecektir. Kimse hakikati örtbas edemez.

Fazla uzağa gitmeye gerek yok, daha geçenlerde yapılan Yüksek Askeri Şura(YAŞ) toplantısında neden devlet atama yapamadı. Aslında nedenini herkes biliyor da, kimse gerçeği dile getirmiyor. Gerçek şudur ki, Kürt özgürlük savaşı karşısında başarısız olan orduya yeniden çeki düzen verilmeye çalışıldı. Hatta gerillaya karşı başarısız olanlara başarısızlığın hesabını sordular. Bütün mesele buydu. Daha neyi saklayacaksınız ki!

Kürt gerillası Kürdistan dağları ile sınırlı kalmamış Karadeniz’den, Amanoslar’a kadar kendini örgütlemiştir. Dördüncü stratejik sürece göre kendisini hazır hale getirmiştir. 26 yılı geride bırakan bir gerillacılık deneyimi olan HPG gerillası, her koşulda, her türlü eylemi yapabilecek kapasiteye sahiptir. Örgütlü ve donanımlı bir güçtür. Yaptığı eylemlerde gerillacılıkta yakaladığı başarıyı göstermektedir. Devlet istediği tekniği veya silahı kullansın gerillayı engelleyemez. Hele bir gerilla grubu bir eylem planı yapmış ve hayata geçirmeye başlamışsa, o eylemi hiç kimse durduramaz, çünkü ok yaydan fırlamıştır. Özgürlük aşkı ile yanan insanın önünde değil dağlar, dünya bile dayanamaz. Karşımızda duran Kürt gerillasının da tanımı biraz böyledir.

Dördüncü stratejik dönem diye tanımlanan süreç her şeyin yeniden ele alınıp farklı yaklaşımların olduğu bir süreçtir. Artık, Kürt halkı kendi varlığını ve iradesini başkalarının eline bırakmayacaktır. Demokratik Özerklik temelinde geliştirilen proje kapsamında bu halkın diline, kimliğine, kültürüne sahip çıkılmaktadır. Kürt halkı, kendi kendini yönetebilecek bir politik bilince ulaştı. Bu politik bilinç sayesinde nerede ve nasıl tavır alması gerektiğini çok iyi bilmektedir.

Kürtler, var olan örgütlülükleri ile devlete ihtiyaç duymadan kendi iradeleri ile yaşayabileceklerini ve ayakta kalabileceklerini ortaya koymaktalar. 1 Haziran ile başlayan dördüncü stratejik sürecin iki buçuk ayı sonrası eylemsizlik kararı verildi. Örgütlü ve politik olan bir hareketin dönem ihtiyaçlarına göre karar alma ve bu kararları uygulayabilme gücünü göstermektedir. Ve bu karara bütün Kürt oluşumlarının tabi olması Kürtlerdeki birlikteliği de ifade etmektedir. Yine Kürdistan ve Türkiye’nin birçok yerinde birimler halinde gezen HPG gerillalarının eylemlerini durdurmaları ve Kürt özgürlük hareketinin kararına tabi olmalarını göstermeleri Kürt örgütlülüğünün tablosunu çizmektedir.

Her dönem olduğu gibi bu dönemde de süreci sabote etmek isteyen kesimler ortalıkta gezmektedir. Kürt halkının özgürlük savaşında nemalanan kişi ve kurumlar, çözüm sürecinden her zamanki gibi rahatsız olmaktadırlar. Gelişebilecek süreci bozmak için ellerinden gelen her türlü tahrik edici yaklaşımları kullanmaktalar. Kanla beslenen ve Kürt halkının değer yargılarını kendi çıkarları için kullanmak isteyen bu kişiler, Kürt halkının önünde engel olmak, ortalığı buğulandırmak istemektedirler. Ama bu kesimler bilmelidirler ki, dünyada yaşanmış ve sonunda haklının kazandığı birçok halk mücadelesi yürütülmüş. Oralarda da çürük cevizler çıkmış ve sonunda gereken yerlere gereken hesapları vermişlerdir. Kimse sanmasın bir halkın kaderi ile oynamak öyle basittir. Gün gelir, Kürt halkı da kendisine karşı kirli savaş yürüten kesimlere karşı kendi mahkemelerini kuracak ve hesabını soracaktır.

Hüseyin Boran