HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

maras katliami234 yıl önce Maraş’ta alevi Kürtlerin unutamayacakları bir katliam yaşadılar. Devletin, devlet partisi olan CHP’nin, askerin, polisin ne olduğunu uzun yıllar aradan sonra ilk kez yeniden yalın bir halde gördüler.

Maraş katliamı alevi ve Kürtlere yapılan en vahşi saldırılarından biri olduğu muhakkaktır. Kiminin özenle, bilinçlice bu katliamı bazı paramiliter güçlerinin üzerine yıkması beyhudedir. Maraş’ta alevi Kürtlerimizin katledilmesinde ülkücüler kullanılmışlardır, bu doğrudur. Ancak Maraş katliamını sadece bu ülkücülere yıkmak çok fazla naiflik yani saflık olur.

Bunun böyle olmadığını yani sadece ülkücülerle izah edilemeyeceğini bilincine varmak için o dönemin devlet yetkililerinin halen bugünde aynı devlet görevlerini sürdürdüklerine görmek yeterli olabilir.

O yıllara geri gidecek olur isek emniyetin olayların sakinleşmesi için karışmadığını, askeri karışmadığını, hükümetin ses çıkarmadığını herkes görmüştür. Yani bu devletin herhangi bir yerinde bir katliam oluyor ancak güvenlik güçleri bu katliamı durdurmak için tek bir kılları bile kıpırdamayacak.

Halbuki bilenler bilir ki bu devlet dünyanın tüm devletlerinden daha fazla devleti savunan bir savunma refleksine sahip olduğu için en küçük bir olaya en sert müdahale eden bir geleneğe sahiptir. Ancak ne hikmetse Maraş katliamına müdahale etmemiştir.

Bilakis tersi doğrudur, katliamın daha etkili olması için müdahale etmek isteyen askerleri engellemiş, ne kadar doğrudur bilinmez ama dönemin Valisinin şimdilerde yaptığı açıklamalara bakılırsa devletten bu olayları durdurmak için yardım isteğinin karşılanmadığınıdır. Yani devlet bu katliamın daha etkili yürütülmesi için ellerini ovmuştur.

Arada tam 34 yıl geçmiştir, bu katliamın devlet eliyle bilinçli yapıldığını görmek için bugüne bakmak iyi olur. Ve yine cümle cemaat bu katliamın bir devlet katliamı olduğunu anlamak içinde bugüne bakmak önemli olacaktır.

Geçmiş yıllarda bizler Maraş katliamının çeşitli nedenlerini sıralamıştık:

-Türkiye’de giderek gelişen bir sol dalga

-Kürdistan’da gelişen bir Apocu hareket

-Maraş gibi Alevi çevrelerin sadece solculukla yetinmeyerek ulusal kurtuluşa gösterdikleri ilgi

-Objektif olarak gelişen bir yeni aydın gençlik dalgası

Bu yukarıda sıraladıklarımız nedenleri olurken birde bu katliamın amaçladıklarını da sıralamıştık:

-Türkiye’de gelişen sol dalganın bu olayla durdurulması

-Yeni kurulmuş olan PKK hareketine gözdağı verilmesi

-Alevilerin PKK'ye kayışını engellenmesi

-Maraş başta olmak üzere Antep ve Adıyaman’da Apocu yani PKK hareketine karşı gelişen ilginin durdurulması

-Maraş başta olmak üzere adım adım gelişen ve yoğunlaşan bir aydın gençliğin gelecekte tehlike olmaması için kaçırtılarak yurtdışına çıkartılması

-Kürdistan’a müdahale edebilmek için bir provokasyona ihtiyaç duyduklarını

dile getirmiştik.

Dikkat edilirse nedenleri açıktır ancak daha açık olan ise amaçlarıdır. Hele Maraş katliamı sonrası olup bitenlere bakılırsa söylediklerimiz daha iyi anlaşılacaktır elbette:

1-Maraş boşaltılmıştır, kaçan adeta kaçana diye bir gerçeklik yaşanmıştır.

2-Kürdistan’da sıkıyönetim ilan edilmiştir.

3- 12 Eylül faşist darbenin en etkili gerekeçi oluşturulmuştur.

4-Ulusal kurtuluş sahasına açılan bir Maraş ve aleviler hedeflenerek gözdağı verilmiştir.

5-Devletin sert potini herkese hissettirilmiştir.

Evet, bunları geçmişte de söyledik. Ancak ikna olmayan birçok çevre hep oldu. Bunların arasında bir kısım alevi her zaman vardı. Söylediklerimizin ne kadar doğru olduğunu görmek için bugüne dönüp gerilere bakabiliriz.

Örneğin 2012 yılındayız. AKP'nin Maraş belediye başkanı katliama sayılı günler kala, sözde çok sayıda “devlet sivil toplumlarıyla” yaptıkları açıklamaları ve etkinlikleri vardı. Bu mesajları gören birisinin en son dün Maraş’a yürümek isteyenlerin, katledilenlerin anısına saygı duruşuna geçerek birer karanfil bırakmalarına izin vermeyeceğini görebilirdi.

AKP’li Maraş belediye başkanı, “biz dışarıdan ilimize gelmek isteyenleri kabul etmiyoruz” demişti. “Biz artık böyle anılmak istenmiyoruz” demişti.

Dikkat edilirse dün ise Maraş’a gitmek isteyenlere bırakalım izin verilmemsi, Ankara’nın çıkışında otobüsleri durduruldu. Tüm hatlar onlar için kapatıldı. Anmaya gitmek isteyenlere yine biber gazı ile tazyikli su sıkıldı. Şimdi iktidarda AKP var, Maraş belediyesi ise AKP'nin, bu unutulmamalıdır.

Tüm bu olup bitenler neyi gösteriyor: Bu katliam bizatihi devletin yaptığı bir katliamdır. Yani sadece birkaç ülkücünün yaptığı bir olay değildir. Ülkücüler kötü kullanılmışlardır, dini duyguları tahrik edilerek provoke edilmişlerdir. Ülkücülerin ve kimi İslami çevrelerin bu olayda maşa olarak kullanılmışlardır.

Devlet:

1-Maraş’ı boşalttı mı, boşalttı.

2-Alevileri Kürt özgürlük hareketinden soğuttu mu, soğuttu. Korkuttu mu, korkuttu. (Bu olayları destekleyen bir CHP’nin halen büyük bir alevi kitlesi tarafından desteklenmiş olması manidardır.)

3-Türkiye solu bu olayla terbiye edildi mi, edildi.

4-Büyük bir aydın gençlik buralarda kaçırtıldı mı, kaçırtıldı.

5-Aleviler, Kürtler, gençler ürkütüldüler mi, ürkütüldüler.

Özcesi, TC devlet geleneğinden olan halkları, muhalifleri, farklı toplumsal kesitleri hizaya getirmek için gözdağı vermek Maraş katliamıyla çok etkili bir şekilde uygulanmıştır.

Bunun için diyoruz ki eğer gelecekte Maraşların önü alınmak isteniyorsa öncelikli olarak faşizmi derinlikli yaşan bu devlete karşı durmak önemli olacaktır. Yine bu devletin temsilciliğine gelen, getirilen iktidar erklerine karşı durmamız gerekir.

Bu durumda ilk tavır alınacak olan kurum devlet ve onun şimdiki sahipleri AKP’dir.

Devlet ve AKP'ye karşı etkili mücadele edebilmek için ise öncelikli olarak;

-Yeniden terk edilmiş topraklara dönmek gerekiyor.

-Alevi Kürtlerin CHP’de uzaklaşmaları gerekiyor.

-Alevilerin yeniden özgürlük hareketiyle buluşmaları gerekiyor.

-Aydın gençliğin yeniden daha etkili bir şekilde bura insanın faşizme karşı direnç gösterebilmesi için görevlerine sarılması gerekiyor.

-Türkiye demokratik çevreleriyle faşizme karşı tek vücut olarak karşı durmak gerekiyor.

Maraş katliamını yeniden anarken, bu katliamda yaşamını yitiren tüm insanlarımızın önünde saygıyla eğiliyoruz.

Kasim Engin