HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

narkoz erdoganBilinir “çamur at tutmazsa izi kalır” derler. Ama birde bu çamur atmaların karşısında; “güneş balçıkla sıvanmaz” diye de bir söz vardır.

Türk özel savaşı dünyanın herhalde en çapsızı ve ahlaksızca yürütülenidir. Biz dünyanın birçok yerinde özel savaş rejimlerini okumuşuz. Halkları hangi hile ve kandırmalarla yürütmeye çalıştıklarını, yanıltarak yani manipüle ederek yönlendirmeye çalıştıklarını da biliriz.

Ancak dünyanın hiçbir yerinde özel savaş sistemine bu kadar ağırlık verildiğini biz en fazla TC devletinde görüyoruz. Öyle ki çok özel, özelinde ilerisinde adeta süper özel mi diyelim uğraşlarla halkların bellekleri karartılmaya çalışılarak insanların hafızalarıyla oynanmaya çalışılıyor.

Biz özel savaşı ele aldığımızda bu savaşın en kirli ayağı olarak karşımıza psikolojik savaş hep çıkıyor. Psikolojik savaşın ise üç temel ayağı olduğunu söylüyorlar: kara, gri ve beyaz propaganda.

Kara propagandayı tümden yalan üzerine üretileni olarak ele alıyorlar. Gri ise hem doğru hem de yalanları iç içe ele alarak, bir doğru varsa yanında on tane yalanı da çaktırmadan yediriyorlar. Beyaz ise sözde doğruları söyleyerek yani verileri doğru ancak sonuç çıkarsamalar hep yanlış ve yalanlar üzerine kurarak insanların bellekleri aldatılmaya çalışılır.

TC özel savaş sistemi hepsini iç içe zaten kullanıyor. Ancak daha büyük marifetleri ise yalanı, dolanı, manipüle etmeyi sözde ön ekleri “prof” olan, “doktor” olan, “uzman” olan, “danışman” olan ve hatta yer aldıkları kurumlarının başına yada sonuna “araştırma merkezi”, “araştırma inisiyatifi”, özcesi mutlaka bir tane “araştırma” ekini takarak bilimsel bir hava verilmeye çalışıyorlar.

Dediğimiz gibi dünyanın her yerinde bizler özel savaşın özel ele alınarak, buna birde psikolojik savaşı da ekleyerek insanların zihinlerini dolanarak fethetmeye çalıştıklarını biliyoruz. Ancak bu kadar pervasızı, bu kadar ahlaksızını ve bu kadar dibe vurmuş olanı biz bir bu Türk özel ve psikolojik savaşçılarında görüyoruz.

Örneğin en son Lice’de 1700 polisle esrar tarlalarına yapılan kapsamlı operasyona polisçik, askercik, eskilerde bunlara Mehmetçik basın derlerdi götürerek, saniye saniye görüntüleyerek güya özgürlük hareketinin ekonomik kaynaklarına darbe vurmuş oldular.

Bunlar az görülmüş olmalı ki böyle prof ve araştırma merkezi uzmanlarından olan bir zat: “PKK-uyuşturucu bağlantısını tüm dünya otoriteleri açıkça ifade ederken” diyerekten yalanların en sunturlusunu atmış oluyor. Daha birkaç gün önce Avrupa’da PKK’yi ilk terörist eden Alman devletinin Anayasa Koruma Örgütü'nün” PKK'nin örgütlü yapısının uyuşturucu ticaretiyle bağlantısı olduğuna dair hiç bir delil yok" açıklamasını tabii ki görmüyorlar.

Bir bu. İkinci durum ise TC devleti gibi herkesi sınır dışında bile BGE evleri gibi izlerken hemen burnunun dibinde kendi deyimleriyle birkaç bin dönümlük esrar ekimini görmüyorlar mı? Hani her yer BGE’ydi? Hani insanların rüyalarını bile telefonlarınızla dinliyordunuz? Baykal’ın odasına kadar sızabilmişken, yanı başınızda karakolların yanında bulunan binlerce dönümlük esrarı nasıl da oldu da görmediniz?

Yine PKK Medya Savunma alanları -ki bu Medya Savunma alanları birkaç tane Kıbrıs eder -tümden PKK’nin elinde bulunmaktadır. Buraların tüm kontrolleri gerilladadır. Böyle olmasına rağmen PKK gelir BGE gibi izlediğiniz yerde mi böyle zehirleri eker, eğer zehri ekse?

Yine bu baharın HPG güçlerinin yaptığı açıklamalar vardı. Esrar ekimini yasaklayan ve bunu dikkate almayanların uyarı amaçlı soruşturmak için götürüldüklerini ve gerekli işlemler yapıldıktan sonra bırakıldıkları.

Ancak bu prof ve araştırma merkezlerinde çalışan Narkozlanmış Narko Kişilikler tabii bununla da sınırlı tutmuyorlar söylediklerini ve çizdiklerini. Ne de olsa belki de Nasreddin Hoca misali ya tutarsa. Tutmazsa bile izi kalır ne de olsa…

Güya dağlarda lüks içinde yaşıyor gerilla bu uyuşturucu gelirleri sonucu. Hiç uzatmadan siz o prof unvanlılar, siz o bilmem nerenin araştırma merkezi başkanları, gelin dağlara gerillanın yaşam standartlarını görün. Güya ayda her bir gerillanın 70-80 binde dolarlık da masrafı oluyormuş. Birde güya gerillanın yüzde 80’i de çocuk.

Dediğimiz gibi sözü uzatmadan; gelin dağlara ve dağın hangi yerine gitmek istiyorsanız aynen CPT gibi haber vermeksizin girin ve gerillanın -özelde de -gerilla komutanların yaşam standartlarına bakın.

Ve biz bu çağrıyı sadece bu özel savaşın en dibe vurmuş ahlaksız ve narkozlanmış kişilikleri için söylemiyoruz, kendilerince öyle olabilme ihtimalini düşünebilen demokrat, aydın, sanatçı, sıradan yurttaşların tümü için bu çağırıyı yapıyoruz.

Kapımız herkese açık.

K. Nuda