HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

neo fasizmFaşizm, tek kelimeyle tekçi ve yekçi zihniyettir.

Daha geniş tanımlayacak olur isek: “Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğretidir.”

Kimisi: “FAŞİZM: Kapitalist döneme özgü ulus-milliyetçiliğini şoven ve ırkçı düzeyde bir araç olarak kullanan, her şeyin temeline ulus-devlet ideolojisini koyarak toplumun tüm gözeneklerine nüfuz eden totaliter, demokratik teamüller karşıtı ve her türlü şiddeti mubah sayan bir diktatörlük rejimi” diyor.

"Tek şef, tek parti, tek devlet" anlayışı içinde, bütün toplum kesimleri tek bir örgütte temsil edilecek, tüm istekler orada dile getirilecek ve devlet de bunları gerçekleştirecektir. İşçi de işveren de, sermaye sahibi de emekçi de "Üretimciler Birliği" içinde bir aradadırlar, işçilerin ayrıca örgütlenip ağırlığını duyurması yolu tıkalı bulunduğundan, bu sistem içinde işçilerin susması ve büyük sermayenin isteklerine göre ekonomiye yön verilmesi sağlanmış olmaktadır. Sınıflar arası çatışmanın yerini ulusal birliğin alması amacına böylece ulaşılmaktadır.” Türkiye şahsında ele alacak olursak buna birde İslam’ın suni yorumunun hakim kılınmasını da eklemek gerekecektir.

Türkiye’de Akepe öncülüğünde yıllardır adım adım geliştirilen bilinen faşizmin ötesinde bir faşizmdir. Öyle sadece “tekçilikle” yetinen bir faşizm de değildir. “Tek millet, tek bayrak, tek din, tek devlet dedik” diyen bir Akepe ve RTE’si vardır ancak kesinlikle bununla sınırlı kalan bir Akepe ve RTE yoktur.

Faşizmin ulusçuluğu daha doğrusu ırkçılığı kendisine ülkü edindiğini az çok biliyorduk. Ne de olsa biz bunu Hitler Almanya’sında yapılanlarda, söylenenlerde çokça gördük ve duydukta. Kendilerini Aryen ve seçkin gören Nazi faşizmi Yahudileri insanlık sıralamasında “köpeklerin” bir kademe önüne koyduklarını da biliyoruz. Irkçılıkları bu kadar derin ve insanlık dışıydı.

Ancak Akepe ve onun başındaki RTE’nin faşizmi kesinlikle Hitler faşizminden çok daha insanlık dışı ve kirlidir.

Örneğin Mussolini’nin, "Kurduğumuz rejim kusursuz olduğu için muhalefete gerek yoktur" derken, Akepe ve RTE muhalefet edebilecek ne kadar güç varsa bir bir teslim alarak, teslim olmayanları da tasfiye ederek yol aldığını hepimiz görüyoruz.

Yine Hitler'in:"Vaktini ahmak parlamenterleri ikna etmekle geçiren bir bakan iş göremez" sözüne uygun olarak tüm bakanlarını saldırı pozisyonda tutarak, hakaret etmelerine teşvik etmektedir. Başka da “marangoz hatası” sonucu oluşmuş bir İNŞ’i niye ısrarla halkların üstüne sürsün ki?

Ancak hem Hitler’i, hem Mussolini’yi, hem Salazar’ı, hem Pinochet’i, hem Saddam’ı, hem Batista’yı, hem Franco’yu hem de kesinlikle Kenan Evren’i aşan bir RTE’yle karşı karşıyayız.

Örneğin en son olarak BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dönük rahatsızlık gösteren kimi bölge milletvekillerine söyledikleri kesinlikle faşizmin en yeni biçimidir. Yani Neo Faşizmdir. Tekçilik faşizmdi. Ancak artık RTE bırakalım tekçiliği, beğenmediğini yok sayıyor, “görmeyin” diyor. “Silin” diyor. “KÜRT SORUNU DEMEYİN” hatta kendisini tutamayarak 28 Aralık 2011 günü Roboski’de katledilen 34 insanın katledilmesi olayına atfen “Roboski olayı” demesine karşı çıkarak, “Uludere” demesini istemesi tek kelimeyle RTE’nin yaşadığı faşizmin dozajıdır. Ve bu faşizmin dozajı ise Neo Faşizmdir.

Artık Neo Faşist Akepe ve RTE’ye karşı Türkiye’nin tüm duyarlı ve onurlu insanlarını mücadele etmeye davet ediyoruz.

K. Nuda