HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Bu sözler Taraf gazetesinin yazarına ait. İsmi Emrullah Uslu’dur. Zamanında Emniyet Müdürüydü.

PKK masasından sorumluydu. Fethullahçı olarak biliniyordu. Elaziz, Çewlik, Muş ve Amed’te Hizbul-Kontrayı örgütledi. Bundan dolayı yakın bir zamanda, yazdığı gazeteye verdiği bir röportajda kendisinin örgütlediği Hizbul-Kontra’nın, Mustazaf-Der adında örgütlenmesinin devam etmesi gerektiğini söyledi. Hizbul-Kontra’nın, Kürtleri, İslam kılıfı adı altında devlete bağlıyabileceğini ve Kürtlerin Türkleştirilmesinde devletin bir özel savaş kolu olarak etkin bir misyonu olduğunu dolaylı bir şekilde devletin gerekli yerlerine bildiriyordu.

Bu devletlu zatı şahaneler Ergenekoncu Dalan’ın Üniversite’sinde öğretim görevlisi olarak görev yapıyor. HPG gerillaları hakkında demeç üzerine demeç veriyor. Diyor ki,

“Bir askere karşılık 8 HPG gerillası öldürülmelidir. Biz şimdiye kadar 14 asker şehit verdik. HPG’nin 12 gerillası bile öldürülmedi. HPG’nin 112 gerillası öldürülmeliydi. Mevcut haliyle Genelkurmay başarısızdır.” Daha fazla gerilla öldürülemediği için ordunun hesap vermesi gerektiğini savunuyor.

Bu gazetenin bir liberal maskeli ırkçı militaristi Rasim Kütahyalı da Ciwrak karakolundaki çatışmaya ilişkin şunu vurguluyor.

“Kemal Koçyiğit yiğitçe çarpışarak şehit düştü. Türk ordusu hepimizin ordusudur. Bu devletin bir ordusu olmalı. Jandarma profesyonel olmalı. Kır polisi oluşturulup her şey ona bağlanmalıdır” demektedir.

Neredeyse tüm medya kalemşorları öyle bir duygucu yazılar yazıyorlar ki, Türk ordusunu bir bütünen Mazlumların ordusu olarak gösterip, gerillayı da işgalci güç konumuna sokmaya çalışıyorlar. Irkçılığı öyle pompalıyorlar ki, duygucu vahşiyane bir militarizm ve azgın bir Türk ırkçılığını körüklüyorlar.

Bunu yapanların çoğunluğu sol ve liberal maskeli kalemşörlerdir. Türk ordusunun her türlü soykırımını, katliamını hak görüyorlar. Ama gerillanın hiç bir direniş göstermemesi gerektiğinin psikolojik savaşını yürütüyorlar. Toplumu öyle bir tazyike tutuyorlar ki, Kürtlerin, Türk ordusu ile Fethullahçı polisler tarafından öldürülmesini, soykırıma uğratılmasının meşru olduğunu beyinlere kazıyorlar. Kürt halkı ile gerillasının en meşru direnişinin suç olduğunu Kürtlere aşılamaya çalışarak teslimiyeti ve Türkleşmeyi doğal bir algı haline getirmeyi amaçlıyorlar.

Tek gayeleri var: Kürtleri savunmasız, refleksiz hale getirmek ve tarihten silmek. Türk medyası bu yönüyle çok yeni ve özel bir psikolojik savaş yöntemini devreye sokmuştur. Dünyada tek bir direnen Kürt halkı kalmış onun da var olma tutumunu öldürmek istiyorlar. Çok inceltilmiş ve cilalı bir tarzda bunu yürütüyorlar. Tehlikeli oynuyorlar. Bunu yapanlar en dost gözüküp de İslamcı, liberal ve sol maskesi takanlardır. Siyah Türk ırkçılarının yerini şimdi bu Yeşil Türk Irkçısı kalemşörler aldı.

Ve Reşadiye eylemiyle birlikte Yeşil Türk Irkçılğını açıkça yapmaya başladılar.

Gerilla ne kadar şehit düşerse düşsün, hiç kimse ses çıkarmamalıymış onlara göre.

Tüm Kürtlerin önderleri zindana atılırsa dahi, hiç kimse ses çıkarmamalıymış onlara göre.

Tüm Kürt çocuklarına, Sêrt’te olduğu gibi, AKP’li münafık polisler, AKP’li paragözler, şexler, valiler, milletvekili yakınları ile Jitem cellatlarının tecavüz etme hakkı varmış ama kimsenin buna karşı çıkmaması gerekliymiş onlara göre.

Tankları, panzerleri minnacık Kürt çocuklarının üzerine sürme hakkı AKP ve Fethullahçı polislerinmiş ama Kürt çocuklarının o minicik elleriyle taş atma hakkı yokmuş onlara göre.

Kürt çocuklarının Türk zindanlarında çürütülmesi, işkence edilmesi hakmış ama Kürdistan’da özgürce yaşama hakkı yokmuş onlara göre.

Kürdistan’ın on binlerce yıllık tarihi sular altına gömme hakkı Yeşil Türk Irkçısı AKP’ninmiş ama Kürtlerin buna ses çıkarması suçmuş onlara göre.

Kürtlerin AKP’ye xulamlık yapma hakkı varmış, fakat AKP’ye direnme hakkı yokmuş onlara göre.

Kürt gençlerinin İşgalci Türk ordusunda kendi cellatları olarak askerlik yapması peygamberlik ocağı gibi kutsalmış da, Kürt halkının var olma ve özgürleşmesi için HPG gerillası olması suçmuş onlara göre.

Özcesi yeni bir özel ve psikolojik savaş türüyle karşı karşıyayız. Türk medyası birinci güç olarak bu savaş türünü yürütüyor.

İşte tam böylesi dönemler dahilerin ve kahramanları çıkacağı dönemlerdir.

Halk olarak da, gerilla olarak da böylesine bir özgürlük kahramanlığının dönemine girmiş bulunuyoruz.

Direnişse direnişin en görkemlisini şimdi yapmayacaksak daha başka ne zaman yapacağız ki!

Özgür Bilge