HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

17 Ağustos'tan bu yana Medya Savunma Alanlarımıza TC devleti hava akınları yapıyor. Yüzlerce yeri vurmuşlardır. Hızlarını alamadıkları yerlerde ise izli mermilerle, fosfor bombalarıyla ormanlarımızı yakıyorlar. Ve mevcut durumda yakmadıkları yerler bırakmamışlardır.

Önceleri Silvan’daki asker ölümlerini gerekçe yapan TC devleti ardından da Çukurca'daki pusuyu gerekçe göstererek hava saldırılarını başlatmışlardır. Halbuki herkes biliyor ki -bunların içerisinde TC eski genelkurmay başkanı da dahildir -biz eylemsizlik ilan ettiğimizden kesinlikle harfiyen bu tek taraflı eylemsizlik kararımıza harfiyen uymuşuzdur. Bunu dediğimiz gibi eski genelkurmay başkanları bile dile getirmiştir. Ancak herkeste biliyor ki TC devleti, hükümeti ve ordusu tek taraflı ateşkes veya eylemsizlik kararlarımıza her zaman saldırılarla cevap vermişlerdir. O meşhur olan 1993 tek taraflı mart ateşkesimize bile TC devleti, hükümeti ve ordusu ateşle cevap vermiştir. Örneğin 3 Nisan 1993 günü Pazarcık alanının Gani dağında 11 yoldaşımızı hunharca ağır teknikle katledilmiştir. Faşist rejim hızını alamamış o zaman ağır yaralı düşmanın eline geçen Seyidxan-Kendal yani Hüseyin Matur yoldaşımızı panzerin arkasına takarak kilometrelerce halatlara bağlı bir şekilde yerlerde çekerek katledilmiştir. (Bu söylediklerimize inanmayanlar Bejan Matur’a sorsunlar. )

Evet dediğimiz gibi TC devleti, hükümetleri ve ordusu tüm ateşkes ve tek taraflı eylemsizliklerimize karşı hep saldırı içerisinde bulunmuştur. Her zaman kendilerince bizim zayıfladığımızı düşünerek bunu yapmayı kendilerine erdem bilmişlerdir. Çoğu zamanda tek taraflı ateşkes ve eylemsizliklerimizi kendilerine fırsat bilerek saldırdıkça saldırmışlardır. Tarihimizde en büyük kayıplarımızı genel olarak eylemsizlik süreçlerinde yaşadığımızı ilgili olan herkes bilir. 1999 yılında tek taraflı başlattığımız geri çekilmemize TC devleti korkunç bir saldırıyla cevap vermiştir. 400’ün üzerinde yoldaşımız şehit edilmiştir. Yine onlarca yoldaşımız düşmana esir düşmüştür. Yüzlercesi ağır yaralanmıştır.

Evet, TC devleti hiçbir zaman ilan ettiğimiz tek taraflı ateşkes ve eylemsizliklerimize dürüst yaklaşmamıştır. Hep katletmenin gerekçesi haline getirmek istemişlerdir. Utanmaz bir şekilde hep saldırdıkları halde bizim saldırıya geçtiğimizi söylemeden de edememişlerdir. En son olarak ta sözde Silvan eylemini ve Çele eylemini gerekçe göstererek “bıçak kemiğe dayandı” diyerek halkımıza ve gerillaya karşı daha geniş planlı saldırılara geçmişlerdir.

Sizin için bıçak kemiğe dayanmıştır ancak bizim için bıçak onlarca kez kemiği param parça etmiştir, kesip atmıştır. Kaldı ki dediğimiz gibi saldırı halinde olan devletin, hükümetin ve ordunun kendisidir. Biz yaptığımız açıklamalarımız temelinde yürüyüşümüzü harfiyen bu sözlere denk sürdürmeye devam ediyoruz. Sözü edilen Silvan eyleminde düşman araziye bizi imha etmek için çıkmıştır. Çele eyleminde ise sınıra askeri güç yığan bir güce karşı eylem yapılmıştır. El konulan askerlere dönük ise burası Ringo’nun ahırı değil ki her elini kolunu sallayan ülkemize girip çıksın. Kaldı ki bu askerler ve uzmanlar özel JİTEM çalışması için görevlendirilen askerlerdir.

Sonuç olarak TC devleti tüm yalanlarını ve yalan yayan kimi sahte liberal yazarını da örgütleyerek saldırıya geçmiştir. Sözde sol geçinen kimi sahtekarı da yanına alarak bu saldırılarına meşruiyet kazandırmak için her şeyi yapmayı hedefliyor. Bunlar yetmediği için sahte Kürtleri, geçmişte özgürlük hareketinin karşısında müflis durumuna düşmüş tipleri, Almanların ajanlarını, devlete ajanlık yapan köstebekleri, iflas etmişleri derken İran devletini, büyük güneyde ezelde TC devleti ajanlığını yapan bazı kesimleri de yanına alarak bu saldırılarını hem artıyor hem de yaygınlaştırmak istiyorlar.

Biz sadece; geleceğiniz varsa göreceğiniz da var diyoruz. Ve sizin bu saldırılarınıza karşı yapacağımız tek bir değişiklikle Türkiye’nin altını üstüne getireceğimizi de alenen belirtiyoruz.

Karayılan yoldaşımız gerillanın yüzde beşinin harekete geçtiğini söylemişti. Aynen öyledir. Biz yıllardır dağlarda oluşturduğumuz tüm kurumlarımızı dağıtırsak, fes edersek ve tüm gücümüzü takım örgütlemesi temelinde timlere bölersek o zaman Türkiye’nin başına geleceklerini sadece Türkiye değil, Türkiye’yi kiralık ve taşeron katil olarak kullananlar bile altında kalkamaz.

Somut olarak bir timimiz Karadeniz’de neler yaptığını herkes görmüştür. TC devleti aylarca binlerce hatta on binlerce asker, polis, korucu, JİTEM’ci yığarak ancak altında kalkabilmiştir. Şimdi ise biz sizin söylediklerinizle 5000 gerillamızı tim hareketine tabi tutarsak ne olur? O zaman Türkiye’de taş üstüne taş kalacak mıdır? Ya da İran böyle yerinde kalabilecek midir? Ya da ABD Ortadoğu’da böyle yerinde duracak mıdır? Ya da Ortadoğu’da TC devletiyle işbirliği yapan hangi güç rahat yerinde duracaktır?

Evet, tahammülümüzü zorlamayın. 5000 gerillamızı tim hareketine tabii tutarsak bunlar 1000 deneyimli ve tecrübeli gerilla eder. Her bir timin başına on yıllardır gerillacılık yapan yoldaşlarımızı koyarsak o zaman en çok sabah çaylarımızı Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de, İstanbul’da ve Bolu dağlarında içeriz.

O zaman Kasımpaşa edalarının ve naralarının nasıl atıldığını herkse görebilecektir.

Kasım Engin