HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

surecte samimi_olmakSon dönemlerde herkesi bir samimiyet tartışması alıp götürüyor. Samimiyeti en yalın haliyle içten olma olarak ifade edebiliriz. Yani yalansız, dolansız olarak yaklaşım göstermek oluyor samimiyet.

Ne var ki Türkiye’de son zamanlarda öyle görülüyor ki samimiyetin en kötü bir şekilde suiistimal edilen bir kavram haline getirildiğini üzülerek izliyoruz. Samimiyeti yani içten olmayı kendi bakışlarına göre hareket etmek olarak ele alma haline getirilişini de ayrıca esefle karşılıyoruz.

Örneğin:

“Yurtdışına çıkış yöntemi, ‘silahlı mücadele dönemi geride kaldı’ diyen terör örgütü için bir çeşit samimiyet testi olacaktır. Bu süreçte samimiyet; silahsız, sivil kıyafetlerle ve görünmeden, geldikleri gibi gitmelerini gerektirir” diyen bir zihniyetin samimiyetine inanmak gerçekten zordur.

Hem Kürtlerle barışmak istediğinizi söyleyeceksiniz, hem tarihi bir süreçtir diyeceksiniz hem de özgürlük gerillalarına halen terör terör örgütü mensubu diyeceksiniz.

Doğalında böyle bir zihniyetin Kürt halkıyla onun özgürlük düşünceleriyle ve örgütleriyle ne kadar barışmaya hazır olduğunu inanmak gerçekten zordur. Dil düşmanca bir dil. Dil eski Kemalist dil. Dil Kürt halkına karşı düşmanlık kokan bir dil.

İkinci olarak: “Bu süreçte samimiyet; silahsız, sivil kıyafetlerle ve görünmeden, geldikleri gibi gitmelerini gerektirir” sözleri ise tümden samimiyetsiz ve yaşanan gerçeklerden, yaşamın kendisinden uzaklığında ötesinde, sanki Kürdistan’da mücadele etmiş olanlar suçlu.

Öncelikli olarak şunu belirtelim; Kürdistan’ı işgal edenler belli. Kürdistan’da Kürt halkının doğuştan gelen haklarını gasp edenler belli. Kürtlere karşı suç işleyenler belli. Kimlerin Kürdistan’da Kürtlerin köylerini yaktıkları ve kimlerin Kürtleri göç etmeye zorladıkları hepsi belli.

Durum bu kadar açık iken kim gizliden bu topraklarda çekilecek? Hem de sivil, hem de silahsız.

Türk devleti ve yine onun yetişmesi olan bir zihniyete karşı dağlara çıkan gençler, bu zihniyet halen ortada duruyorken-silahsız, sivil kıyafetlerle hem de gizliden çıkacaklar-sözleri sadece ve sadece Kemalizm de değildir. Kemalistlikten çok öteye bir zihniyet ve inkardır.

Dediğimiz gibi samimiyet kavramını içini boşalttıkça boşaltılar. Samimiyet burada öncelikli olarak Türk askerinin kendi kışlalarına çekilmesidir. Samimiyet öncelikli olarak gerillanın bulunduğu alanlarda tüm karakolların terk edilerek normal pozisyona geçilmesidir. Samimiyet öncelikli olarak Kürdistan’da fazladan bulanan tüm askerleri, polisleri ve diğer devlet görevlilerinin geri merkeze yani Ankara ve Türkiye’ye geri çağrılmasıdır.

Samimiyet budur. Madem içten olarak Türklerle Kürtlerin barışmasını istiyorsunuz o zaman Kürtlerden aldıklarınızı geri vereceksiniz. Çaldıklarınızı geri iade edeceksiniz. Zaten oturup kalkıp “Kürt halkına bu kadar haksızlık yapıldı” demiyor musunuz? O zaman öncelikli olarak bu haksızlıklar giderilirse samimiyet testinden alnınızın akıyla çıkmış olursunuz. Aksi taktirde o söylenen tüm samimiyet hikayeleri sizin için geçersiz olacağı gibi daha farklı şeyler söylemek durumunda kalırız.

“Bunu bir şova, resmigeçide çevirmeleri samimi olmadıklarını göstereceği gibi güvenlik güçleri açısından seyirci kalınamayacak durumlar yaratır. Eğer gerçekten silahlı dönemi geride bırakmak istiyorlarsa, silahlarını bırakırlar, normal sivil kıyafetleri giyerler ve giderler. Silahlar, sonra güvenlik güçleri tarafından toplanır. Bunun dışında başvuracakları yöntemler bu konuda samimi olmadıklarını gösterir.”

Al bir tanede burada yak diyeceğiz ama yakmıyoruz. İçimizi kirli dumanlarla karartmıyoruz.

Dikkat edilirse yine kavram kargaşası. Haklı olanlar dağlarda gelecekte halkların kardeşliği için büyük fedakarlık sergileyerek geri çekilebilecekleri söylerken birileri tuş olmasına rağmen “aman ha gövde gösteresi olmasın” diyerek yenilmiş olan halini yenmiş gibi pazarlama derdinde.

Amed meydanları halkımızın kiminle olduğunu, halkımızın nasıl ayakta olduğunu herkese göstermiş iken halen böyle kasaba politikacılarının o bilinen günü birlik politikalarına sarılmak tek kelimeyle ayıptır. Günlük olarak birde utanmadan “PKK'liler büyük kayıplar verdikleri için geri çekilmeyi kabul ettiler” gibi büyük yalanların arkasına sığınarak şov yapmayı esas alanlar, bizlere aman ha gövde gösteri yapmayın, yaparlarsa “samimi” değildir diyerek ne kadar içtenlikten uzak olduklarını göstermez mi?

Amed’de iki milyondan fazla insan adeta bir referandum gibi gerillasının arkasında olduğunu herkese göstermiş iken, kimin Kürdistan’da hangi durumda olduğu gözler önündeyken halen aslı astarı olmayan yalanların arkasına sığınmaları tek kelimeyle yakışıksız kalıyor.

Özcesi söylediklerinizi biraz kulaklarınız duysun. Dünyanın sadece sizden ibaret olmadığına artık alışın. Tamam, yine bir Türk dünyanın tümüne bedel olsun, lakin yine de dünyada olup bitenler o dünyaya bedel olan Türk’ten sorulmuyor.

Samimiyet özelikle bu gerçeği artık kabullenmektir. Ve birde samimiyet artık Kürtlere ve onun özgürlük hareketine hakaret etmekten vazgeçerek Kürt halk önderliğinin meydanlara haykırdığı gerçekleri görerek az da olsa kendinizi gözden geçirmektir.

Kasım Engin