HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

zorunlu kuran_dersiÇatışma iklimi yoğunlaşıyor, siyasi arena da ise son sürat bir hız söz konusu! Tabiri caizse mevsim normallerinin çok üstünde bir sıcaklık siyasetin merkezinde yer edinmiş bulunmaktadır.

Özellikle açlık grevleri, İsrail-Hamas savaşı, Suriye krizi ve bununla bağlantılı olarak da Kobanê ve Serekanî’deki kirli oyunlar baş döndürücü gelişmeler olmaktadır. Tüm bunların yanında gündemin gölgesinde kalan iki önemli gelişme daha var. Kimyasal Necdet’in Suudi krallığına yaptığı ziyaret ve askeri okullarda müfredata alınan seçmeli “Kur’an Dersi”.

Geçtiğimiz hafta tayyip erdoğan’ın da katıldığı bir törenle tüm kamuoyuna yerli tankın tanıtımının ardından, özel’in gerçekleştirdiği bu Arabistan ziyareti ilk elden insanın aklına acaba “beş yüz milyon dolarlık” bütçeye sahip bu projenin kaynak temini için mi gitti diye bir soruyu getiriyor.

Bunun yanında yine bu ziyaret eksenli olarak suriye genelinde ve özellikle kuzeyinde savaştırılan çeşitli taşeron yapılar için kaynak mı gerekiyor diye farklı bir soruyu daha getiriyor insanın aklına. Her ne nedenle olursa olsun, özel’in gerçekleştirdiği bu açılım gerçekten de ilginç olmaktadır.

Arabistan’a yaklaşık yirmi yıldır bu sıfatla herhangi bir Türk yetkilinin gitmediğini-temaslarda bulunmadığını da ayrıca not etmek gerekiyor.

***  

Bunun yanında gündemin gölgesinde kalan ikinci önemli husus ise mevcut askeri okullardaki yeni eğitim müfredatı! Burada askeri öğrencilere verilen, seçmeli dersler! Oldukça dikkat çekici bu gelişmeleri cemaat ve malum çevrelerden bağımsız düşünmek, gereğinden fazla iyimser bir yaklaşım olacaktır.

Geçtiğimiz yıllarda belki hatırlardadır halen; Balyoz davasında askerin camileri bombalaması gibi kurguların-darbe planlarının kamuoyunda oluşturduğu etki üzerine; dönemin genelkurmay başkanı yaptığı basın açıklamasında ilginç notlarda bulunmuştu.

“Allah Allah, nidaları ile taarruza geçen askerler, nasıl olur da camilerin bombalanmasını ister” diye, etkileyici tarzlarda sorularda bulunmuştu. Hatta bu ithamların yalan ve basit bir medya oyunu olduğu yönünde verilen brifingler fazla işe yaramadı.

Neden mi?

Düşman mevzilerine “Allah, Allah” nidalarıyla saldıran ordunun genel sorumlusu ve kurmay heyetinin başkanı; itham olarak yansıtmaya çalıştığı balyoz davasından dolayı cezaevine sokuldu! Yani Genelkurmay başkanı örgüt lideri olduğu iddiasıyla tutuklandı, demek ki ordu da herkes “Allah allah” nidalarına sahip değilmiş!

Fiili gelişmelere göre bazıları bu nidalarla düşman üzerine giderken, diğer bazıları da karargahlarda oturup-kafa kafaya vermişler ve camileri nasıl vuracaklarını, nasıl halkı galeyana getirecekleri üzerine çeşitli planlar/kurgular yapmış.

*** 

Bunun neticesinde ise;

Cemaat ve hükümet olaya el attı. Askerlerin din bilgisi ve kur’an hakkında bilgileri yetersiz görüldü büyük ihtimalle! Yoksa dünyanın hiçbir ordusunda bulunmayan bu inanç eğitiminin ne savaş sanatında, ne de askerlik erbabında yeri olmadığını herkes iyi bilmektedir.

Hatta bu konuda yaşanan bu ilk’e kimsenin şaşmaması ve bilvesile daha da memnun olunmasını da başka türlü açıklamak pek mümkün değildir.

Kimyasal Özel’in iş başı yaptığı anda aslında ordu’ya bir müdahale yapılmıştı. Geçtiğimiz dönemde gerçekleşmiş bu hamlenin neticelerini bolca gördük. Aslında Kimyasal Özel ile Tayyip Erdoğan arasındaki bu ilişkinin de harcını oluşturan bu müdahale; geçmişin Genelkurmay başkanının kendi dönemi hakkında söylediği “başbakan tak diye söylüyordu, biz de şak diye yapıyorduk” betimlemesinden farksız olmakta.

Günümüzde bölgenin ve iç siyasetin yaşadığı bu hareketli mevsimde ordunun ve askerlerin de yaşadığı bu olağanüstü değişimin şifrelerini anlayabilmekteyiz. Fakat gündemde hak ettiği yeri bulamamasının nedenleri üzerine düşündüğümüzde, fazla izah edilecek-elle tutulacak bir yeri olmadığını görebilmekteyiz.

Askeri liselerde müfredat değişimi ve genelkurmay başkanı suudi sermayesinin peşinde iken, gelen son bilgilere göre Şemzinan kırsalında 38 asker yaşamını yitirmiş… İşte normal akılın anlamada zorlandığı bohem nokta burası olmakta!

Askerlerin eğitim sistemindeki değişim ya da elde edilecek yeni kaynaklar; malumatınız bazı gerçekleri değiştirmeye yetmiyor.
Jan Ararat