Kış boyunca hava şartlarını fırsat bilip dünyanın en gelişmiş tekniklerini yanlarına alarak, ahlaki olarak da en dibe vurmuş kimyasal silahları kullanarak gerillamıza karşı inanılmaz ölçüde vahşi ve faşizan saldırıyı yürütülür. Bunun sonucunda 50’in üzerinde çok değerli yoldaşımız en ağır şartlarda katledildiler. Özelde Garzan’da 15 kadın yoldaşımıza hunharca saldırarak acımasızca katledildiler.
Dünyanın neresine giderseniz gidin bir savaş hukuku vardır. Eskilerde çok çok eskilerde belki bir savaş hukuku yoktu. Ya da çok cılızdı. Bunun için amansız savaşlar ve acımasız sonuçlar ortaya çıkabiliyordu.
Ancak biz biliyoruz yine de insanların manevi dünyada aldıkları bir vicdanları vardı. Sonsuz vahşet uygulamalar sınırlıydı. Ne var ki faşist tc devleti ve yeni yetme Müslümanlığı kendilerine kılıf yaparak özünde zındık diyebileceğimiz, manevi dünyayla ilişkilerini kesmiş, sadece ve sadece maddiyata düşkün bu Yeşil Türkçü Faşistler hiçbir toplumsal değeri tanımayarak saldırdıkça saldırmışlardır. Hava tekniklerin, en büyük ölümcül teknikleri kullanarak metrelerce karın içinde yaşayan yoldaşlarımıza bombalar yağdırmışlardır. Kendilerince bu faşizm bile diyemiyeceğimiz yönelimin bir mantığı vardı: kürt halkının iradesini kıracaklardı. Gerillasını bitirerek, dize getirerek kürt halkını teslim alacaklardı. Bunun için bu yeşil Türkçü faşistler kışın geçmemesi için, karların erimemesi için her geceyi adeta dua ederek geçirmişlerdir.
Ancak bahar geldi, karlar eridi, Kürdistan coğrafyası yeniden açıldı. Gerilla her yerde her şartına uygun olarak harekete geçti. Ve baharı geçerek bugünlere yani yazacıktık.
Biz her zamanınkinden bu yazın farklı geçeceğini söylemiştik. Ve daha gerilla kapasitesini tam harekete geçirmemiştir. Buna rağmen tc devletinin faşist guruhları birçok yerde şimdiden felç olmuşlardır.
Korkunun ecele faydası yoktur derler. İsterseniz korkun, isterseniz korkmayın artık sıra gerillada. Özgürlük gerillasında. Faşizan yönelimlerinizin hesabını tek tek sorma sırası bizde. Garzan’da metrelerce karlar içinde katlettiğiniz güzel insan Arjin’in, dünya sevdalısı Berfin’in, Erivan’ın ve Berivanların hesabını sorma sırası bizde. Her bir yoldaşımıza yapılan saldırının bedelini misliyle ödeyeceğmizin faturasını keseceğimizi söylemiştik.
Ve şimdi dediğimiz gibi sıra bizde sıra gerillada. Oramar Statazan’da görüldü. Yine dün evvelsi ki gün yine aynı yerde görüldü. Artık erzaklarınızı uçarbirliklerinizle taşıyacaksınız. Ama bunlara da her yerde fırsat vermeyeceğiz. Artık “geceden yararlanarak” kaçacak, “geceden yararlanarak” erzak alabileceksiniz. Başkasına bundan sonra birçok yerde yer vermeyeceğiz.
Sadece buralarda böyle yapmayacağız. Kürt halkının kanı üzerinde palazlananaların da hesabını düreceğiz. Halkımızın kanı üzerinde tc ile işbirliği yaparak kan emmicilik ve tefecilik yapanları ülkemizde def etme artık bir namus meselesidir. Ülkemizin o kadar güzelliğini tahrip edenlere bugüne kadar yaptığımız gibi sadece iş aletleri tahrip etmeyeceğiz. Hayır bu kesimler tc faşizmine arka çıkararak, parasal yardım ederek yoldaşlarımızın kanına girmişlerdir. Bunun da faturası kesilecek. Yollarda artık elinizi kollunuzu sallayarak gitmeyeceksiniz. Hele hele işbirlikçiyseniz asla. Hele hele özgürlük mücadelesine dil uzatıyorsanız asla. Hele hele tc’nin kadiması olan Akepe’ye oy veriyorsanız, bu guruh oy veriyorsanız hele birde yöneticilik yapıyorsanız artık ülkemizde kalmayacak ve ülkemizi kirli nefes ve nefsinizle kirletmeyeceksiniz.
Hayri Engin
- Ayrıntılar
Süreç sözün tam manasıyla kaosun tüm belirtilerini göstermektedir. Neyin ne zaman olacağı, kimin kiminle yan yana yada karşı karşıya geleceğinin giderek daha zor tespit edildiği bir süreçten geçmekteyiz.
Suriye’de olup bitenler esasta kaosun tüm özelliklerini göstermektedir. Öyle ki daha öncede tespit ettiğimiz gibi Suriye bir nevi Ortadoğu’nun nirengi noktası haline gelmiştir. Hiç şüphe yoktur ki bu durum Suriye’nin tarihsel toplumsal gerçekliği ile bağlantısı olsa da güncelle de yakından bağı bulunmaktadır.
Suriye üç farklı bakışın tam mücadelesinin ortasında yerini almaktadır. Emperyal kamp Türkiye’nin koçbaşçılığı öncülüğünde kendi sistem çıkarları için bir an önce müdahale ederek çıkarlarını esas almak isterken, Suriye ve geçmişte beri onunla yakın ilişkide olan İran başta olmak üzere Rusya ve Çin ise var olan statüye bazı değişiklerle birlikte koruma çabası içerisindedirler. Bu iki güç odağının yanında ise bir de halkların seçeneği durmaktadır. Halklar seçeneğinin öncülüğünü ise özgürlüğe susamış Kürtler ve hareketleri yapmaktadır.
Suriye’nin başkenti Şam’a yapılan saldırıyla birlikte düğmeye basılmıştır. Şam’ın gitmesi için artık emperyal kamp daha ısrarcı davranacaktır. Ancak birçok gücün beklemediği özgürlükçü duruşu sahibi olan Kürtlerin adım adım kendi demokratik özerkliklerini ilan etmeleridir. Bu gelişme tüm diğer planları şimdilik alt üst etmiş bulunmaktadır.
Şunu peşinen belirtelim: Rojava’daki gelişmeleri korumamız durumunda Kürdistan devrimi tüm cephelerde çok daha fazla hızlanacaktır. İvmeli bir yürüyüş her yerde başlayacaktır. Onlarca yılın birikimleri rojavadaki gelişmelerle tetiklenecek ve bu parça parça tüm cephelere yayılacaktır.
Bu durumu bilen emperyal blok cephesi hem ilişki arayacak hem de KDP üzerinde yeniden parçalayıcı arayışlar içerisinde olacaktır. Boşuna TC faşizminin başında bulunan kişi “eyvallah mı diyeceğiz” dememektedir.
Birkaç hafta önce Hewler’deki Kürtlerin tüm güçlerini-bunların kimisi tabela partisi ya da fraksiyonları olsa bile-bir araya getirilmiş olmalarının avantajları ileride daha fazla açığa çıkacaktır. Tarihimizin hiçbir döneminde birlik, beraberlik arayışları ve çabaları bu kadar önem kazanmamıştır. Tarihin bu kesitinde mutlaka anlamda birlik çağrıları temelinde tüm çalışmaların yürütülmesinin ne kadar doğru bir strateji olduğu rojava da ortaya çıkan sonuçlarıyla kanıtlanmıştır.
Ancak dediğimiz gibi karşıt cephe boş durmayacaktır. Parçalamak için çok daha büyük bir arayışlar içerisine girecektir. Maddi, manevi derken tehdit unsurlarını da dahil ederek bu birlikteliği parçalamaya çalışacaktır. Bizim bu birlikteliği korumanın en iyi yolu kesinlikle kuzeyde sergileyeceğimiz büyük direnişten geçmektedir.
Bizce, nasıl ki tarih bize mutlaka birlik çalışmalar için dayatmalarda bulunuyorsa aynı ölçüde bu denli görkemli bir direnişi bizden istemesi de bir o kadar dayatıcı ve bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bazılarının dediği gibi “silahların miadı dolmuştur”tan öteye gerçekten çok daha güçlü bir gerilla direnişi şarttır. Biz Kürtler rojavadaki kazanımları ancak iki yöntemle koruyabiliriz. Bir, Kürdistan’ın tüm cephelerinde çok güçlü bir halk desteğiyle, iki ise, kuzeyde çok güçlü bir gerilla direnişiyle. İkisi birlikte olursa elbette daha güçlü bir koruma ve savunma geliştirilecekken, tek kalması durumunda ise tarihimizin en büyük gerilla direnişini tüm cephelerde geliştirmemiz gerekmektedir.
Bu bağlamda rojavadaki gelişmeler bizim için ivmeli bir yürüyüşün önünü açacakken, bu ivmeli yürüyüşümüzün önünü açmak için ise rojavadaki değerleri koruyacak çok yüksek dozajlı bir direnişi sergilememiz kaçınılmazdır. Bu direniş ile hem Kürtlerin birliği korunacak, hem de tüm bölme ve parçalama girişimleri boşa çıkacaktır.
Aksi taktirde böylesine kaoslu ortamlarda her an her ilişkinin, ittifakın değişebileceğini bilerek, var olan durumun tersine dönüşebileceğini de gözeterek her zamankinden daha fazla Kürtlerin duyarlı olmaları gerekmektedir.
Kürtler tarihin bu hassas ve kritik sürecinde geçerlerken hem birlik olacaklar, hem birlikteliğin önünü alacak ne kadar zarar verici unsur varsa aşacaklar, hem de işgalcilerin yanına geçerek yamuk ağızla duran işbirlikçilere karşı da duyarlı olacaklardır.
Ve elbette ki Kürtlerin ivmeli direnişi için ise Kürtlerin özgürlükçü Kürtlerin gençleri dağların doruklarına çıkarak bu ivmeli yürüyüşün en ön saflarında yerini almasını bileceklerdir.
Kasım Engin
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 29 Temmuz günü saat 05.30 sularında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Guman dağına çıkan düşman askerine yönelik olarak gerillalarımız tarafından saat 06.00 sularında bir eylem gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen eylem sonucunda düşmanın 2 askeri öldürülmüş, 1 asker ise yaralanmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 29 Temmuz günü (bugün) saat 06.00 sularında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Gumok tepesine yönelik olarak bir operasyon gerçekleştirmek isteyen düşman askeri ile gerillalarımız arasında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır.
- Ayrıntılar
Türkiye’nin Hitler’i yine konuştu. Yine ağzında çıkanı kulakları duymuyor. Yine ölüm saçıyor. Yine Kürt düşmanlığı.
Bizler Türkiye başbakanını bir faşist olarak nitelediğimizde bazı çevreler çok rahatsız oluyorlar. Ama diyorlar; “Türkiye için bu kadar demokratik adımlar attı. Bu kadar askeri vesayeti geriletirdi. Bir sürü açılım yaptı” gibi bir sürü kendilerine göre haklı veriler öne sürüyorlar.
Ama biz yorulmadan bir iki soru sorarak başbakanın ne kadar faşist olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Tekçi zihniyet nedir? Tekçi zihniyet dünyanın her yerinde faşizm değil midir? Bir halkın ana diline gem vurma, ana dil eğitimine yasak getirme, izin vermeme nedir? Faşizm başka halkları eksik görme değil midir? Eğer faşizm kendi ırkını büyük görüp başkalarını küçümseme hastalığıysa o zaman başka bir halkın diline yasaklama, gem vurma, ana dilde eğitim yapmalarına izni vermeme tek kelimeyle faşizmdir.
Faşizm başkalarının siyasal örgütlenmesine izin vermeme olarak bilinir. Erdoğan ise Kürtlerin siyasal oluşumlarına, kendi kendilerini yönetmeye “rüyalarında görürler” diyerek faşizmin en alası söylemiş oluyor. Hatırlayanlar bilir 1930’larda Nazi hayranı Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt da: “Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı.” Erdoğan ismindeki kişi bunları böyle söylemese de pratik uygulamaları aynı kapıya yukarıda verdiklerimizle çıkıyor.
Biz Erdoğan’ın despot, tekçi, otoriter, kaprisli, dinci, milliyetçi, maddiyatçı, çıkarcı ve kan akıtılmasında adeta zevk alan yönlerini hiç dile getirmiyoruz. Yukarıda dile getirdiğimiz bir iki husus bile faşizmini ispatlamaya yeter de artarda.
Tam bir sömürge valisi edasıyla: “Suriye’nin kuzeyinde oluşacak yapılanma bir terör yapılanmasıdır, buna ‘eyvallah’ edecek halimiz yok” diyerek kimin terörist kimin ise demokrat olduğunu söyleyerek kendisini turnusol kağıdı rolüne koyuyor. Adeta ;İspanya’daki boğalar nasıl ki kırmız bir parça görüp saldırıyorlarsa aynen Erdoğan’da nerede bir Kürt oluşumu varsa İspanyol boğazı gibi saldırıyor. Suriye’de Kürtler kendi özerk bölgelerini hazırlama çabalarına: “Dışişleri Bakanıma verdiğim talimatla en geç çarşamba günü Kuzey Irak’a gidip oradaki yerel yönetimin idarecileriyle bu konuları paylaşıp, bu konudaki kararlılığımız, hassasiyetimiz kendilerine de iletilecektir. Ondan sonra da böyle bir sorumluluğun bizden çıktığını bilmelerini istiyoruz” diyerek hem müdahale hazırlığında hem de alttan alta tehdit etmektedir. Ve tabii :“Bakın bu noktada size karşı güven duygularımız zedelenmesin. Güvenimiz var ama burada yanlış adımların atılmasına sizler de vesile olmayın. Tam aksine bir dayanışma içinde buradaki yanlışı düzeltelim. Bu yanlışı düzeltmede adımı beraber atalım. Ama aksi takdirde burada kendilerine göre Kuzey Irak’taki PKK-PYD dayanışmasının oraya koymuş olduğu hayali haritalara eyvallah etmeyiz” diyerek tam bir boğa tavrını takınıyor.
Yanlış dediği Kürtlerin en doğal hakkı olan kendi alanlarını yönetme hakkıdır. Hayalli harita dediği ise Kürdistan gerçekliğidir.
Bre adam, sen on tane Türkiye cumhuriyeti devletinin hamiliğine soyunuyorsun, Azerbaycan için iki devlet bir halk diyorsun başkalarına gelince de “yanlış adımların atılmasına sizler de vesile olmayın” diyeceksin.
Faşizm işte budur. Şimdi Akepe ve başbakanın yanında duran o tüm kalburüstü Kürtler, Akepe’nin ve Erdoğan’ın sunduğu maddi imkanlardan yararlanan o takla atanlar ve birde sözde iyi şeyler yaptığına inanan Kürtler ne yapacaklardır? Yine KDP ne yapacaktır? Kardeşim Erdoğan diyen Sayın Talabani ne yapacaktır? Böylesine faşist zihniyetli olan bir adamla kardeşliğe devam ederek, Kürt halkının ulusal çıkarlarının karşısında mı duracak yoksa Kürtlerin yanında yerini alarak bu faşist zihniyete karşı mı duracak?
Şimdi Akepe’nin yanında yer alanlar “buna ‘eyvallah’ edecek halimiz yok” diyen bir faşist zihniyete eyvallah mı diyecekler yoksa namusluca bu faşizan söylemlere karşı m ı duracaklar?
Akepe’nin yanında yer alan işbirlikçi, inanmış saf Kürtler, temiz ama saf aydın ve sanatçılar, kandırılmış olan Kürtler ne derse desinler biz özgürlük cephesinde yer alan Kürtler olarak Erdoğan ve Akepe’sine:
Eyvallah deyip dememen kimin uğrunda diyerek topyekün direnişimizi kesintisiz daha da yükselterek rojava Kürtlerinin yanında olacağız.
Kasım Engin
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 26 Temmuz günü akşam saatlerinde Van’ın Başkale ilçesine bağlı Qaraçî köyüne baskın düzenleyen gerillalarımız işgalci TC ordusuyla işbirliği halinde çalışan ve orduya askeri malzeme taşıyan Aslan Bayer ve Ayhan Taş isimli 2 kişiyi gözaltına almıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
25 Temmuz günü Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Bawanê yolu üzerinde gerillalarımız ile operasyona çıkan düşman askeri arasında bir çatışma yaşanmıştır. Yaşanan çatışma sonucunda Bawer Bitlis - Adil Güven arkadaşaımız kahramanca direnerek şahadete ulaşmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
19 Haziran günü Hakkari'nin Gever ilçesi Şitaza ile Oramar karakollarına yönelik olarak gerillalarımız tarafından gerçekleştirilen kapsamlı eylem sonucunda düşman güçleri bozguna uğramış, 100'ün üzerinde düşman askeri öldürülmüştü. Bu çatışmada 14 gerıllamız ise kahramanca savaşarak şahadete ulaşmışlardı.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 25 Temmuz günü 16.00-16.30 saatleri arasında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Girana karakolu yakınlarında yeni bir karakolun inşaatını yürüten işgalci TC ordu askerlerine yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Eylemdeki ölü ve yaralı asker sayısı tespit edilememiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 24 Temmuz günü saat 06.35 sularında işgalci TC ordusunun Erzincan’ın Refahiye ilçesi Akarsu beldesi jandarma karakolundan çıkan bir araçta bulunan askerlere yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Eylemdeki ölü ve yaralı asker sayısı tespit edilememiştir.
- Ayrıntılar