
Halkımıza ve Kamuoyuna!
2 Nisan günü 19:00 – 21:00 saatleri arasında Güney Kürdistan’ın Diyana kentine bağlı Hacibeg Suyu, Katunê Boğazı ve Ronahi Tepesi çevresine yönelik olarak TC ordusuna ait 2 kobra tipi helikopterle saldırı yapılmıştır.
- Ayrıntılar
Türkiye’de bir referandum olarak nitelendirilen 29 Mart Yerel Seçimleri yapıldı.
Bu seçimleri Kürdistan’da açık ara farkla Kürt halkının özgür iradesi kazandı.
Hakkari’de %80’lere varan oy oranı, gerillanın doğduğu topraklar Eruh ve Şemdinli’nin kazanılması, Botan’ın kalbi Şırnak’ta halkımızın büyük desteği, Kürdistan’ın her köşesindeki yüce sahipleniş, vb. birçok neden halkımızın Özgürlük Hareketine ve onun temsilcilerine olan güvenini ortaya koydu.
Bizler de öncelikle bu desteğinden ötürü halkımızı kutluyoruz ve sandıkta verdiği oylarını bundan sonra da sahipleneceğine olan inancımızı belirtiyoruz.
Seçimleri kazanmak kimi noktalarda birçok yenilik getirecektir. Her şeyden önce kazanan belediye başkanlarının oluşturacağı yönetim modeli ve onları buraya getiren halkımıza da bu model içerisinde aktif rol biçeceği en büyük inancımızdır. Katılımcı yönetim modelleri hiç şüphesiz halkın kendisi için en iyisine karar vereceği bir yönetim olacağı için memnuniyet ve destek sorunu hiçbir şekilde eksilmeyecek olan bir realite olarak karşımıza çıkacaktır.
Yine AKP etrafında birleşen sömürgeci sistemin Kürdistan’daki iflasını bir kez daha gözler önüne sermekte fayda vardır: Newroz ve yerel seçimler sürecinde Kürt halkı bin yıllardır geliştirilmek istenen sömürgeci kültüre bir kez daha dur demiştir. Kahramanlık haftasının yıldönümünde halkımız iradesini bir kez daha beyan etmiştir.
Hatırlıyoruz: Kasım ayı içerisinde Kürdistan’ı fethetme iddiasıyla yola çıkan (K)Erdoğan Hakkari halkına “Ya Sev Ya Terk Et!” diyerek büyük bir küstahlık örneği sergilemişti. Hele ki bu sözü söylediği süreç Önderliğimize fiziki olarak işkence yapıldığı bir dönem olunca bu söz Kürt halkına karşı küstahlığın da ötesinde bir tavır oldu. Katletmeye ve yok etmeye odaklanmış bir gücün kustuğu kini gösteren bu sözler aynı zamanda tekçi mantığın da geldiği son nokta olarak karşımıza çıktı. Öyle ki kim kimi kimin vatanından kovuyordu?
Sonrasında ise kendisini İskender zanneden (K)Erdoğan Kürdistan’a bir çok kez sefer düzenleyerek halkımızın nazarında kendini iyi bir insanmış gibi göstermeye çalıştı. Kendisinin cesaret edemediği yerlerde ise kurmaylarını görevlendirdi. Yardım adı altında halkımızı aşağılamaya çalıştı. Bir buzdolabıyla onların yüreklerini dondurmak istedi. O da tutmayabilir diye dışarıdan da aldığı desteklerle PKK’yi silahsızlandırma adı altında tasfiye planları yaparak halkımızın moralini bozmaya çalıştı.
Ancak İskender olmak isteyen (K)Erdoğan’ın hesaba katmadığı bir şey vardı: Bin yıllardır Kürdistan halkı hiç kimseye (İskender’de dahil) boyun eğmemişti ve bu sefer de boyun eğmeye niyeti yoktu.
Halkımız aylardır ayakta ve emek veriyor. Her fırsatta kendisini dirilten ve bugünlere getiren Önder APO’yu sahiplenerek tavrını ve rengini ortaya koyuyor. Söz konusu olan böylesi bir durum olunca referandum olarak nitelendirilen seçimlerde de sömürgecilere hileyle kazanılan birkaç yer dışında hiçbir yer kalmıyor. Kaldı ki bu yerlerde de halkımız yeni serhildan dalgaları oluşturuyor, emeğini ve namusunu bırakmayacağını dile getiriyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde Ağrı halkı başta olmak üzere birçok Kürdistan kenti onuru için direnişte.
Özcesi Kürt halkı her yerde iradesini ve tavrını ortaya koymaktan çekinmiyor ve tüm sömürgecilere bu yoldan vazgeçmelerini, tasfiye ve yeniden işgal planlarının hepsini bir bir boşa çıkaracağını belirtiyor.
(K)Erdoğan kılıklı sömürgecilere de bu durumda iki seçenek kalıyor: Ya bu halkı sevip birlikte demokrasi çatısı altında yaşamak ya da bu toprakları terk etmek”
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
1 Nisan günü 12:00 – 15:00 saatleri arasında TC ordusu tarafından Medya Savunma Alanlarına bağlı Xakurkê’nin Helenka ve Hacibeg üçgeni çevresi ile Silwan, Xerez ve Keklik Köylerine yönelik olarak havan ve obüs saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
2009’un ilk üç ayı olan Ocak, Şubat ve Mart ayları boyunca Türk ordusu tarafından HPG güçlerimize yönelik olarak birçok saldırı ve operasyon gerçekleştirilmiştir.
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
1. 31 Mart günü 15:00-16:00 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarının Haftanin alanına bağlı Dola Bektorya alanına yönelik olarak TC ordusu tarafından havan ve obüs saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
1. 26 Mart günü Ağrı (Agiri)’ya bağlı Kirehelacê, Zikdiryayê, Silekusa alanlarına yönelik olarak TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon aynı gün akşam saatlerinde sonuçsuz geri çekilmiştir.
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
25 Mart günü 09:00 -10:00 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarının Haftanin alanına bağlı Haftanin Köyü ve çevresindeki mezralar ile Şehid Dara alanına yönelik olarak TC ordusu tarafından obüs ve havan saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar

Halkımıza ve Kamuoyuna!
1. 23 Mart günü 15:00-16:00 saatleri arasında TC ordusu tarafından Medya Savunma Alanlarına bağlı Haftanin’in Kaşura alanına ve Ketse, Nızûrê, Haftanin, Sulê köyleri ile Sipan Boğazına yönelik olarak obüs ve havan saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar
Her yönüyle çok hareketli bir süreci yaşıyoruz.
Bir yanda PKK’yi tasfiye etme hayaliyle hareket eden egemen güçler, diğer yanda ise örgütlü duruşu ve halkla bütünleşen gücüyle PKK, bu süreç içerisindeki iki ana eğilim. Daha doğrusu halkların özgürlüğünün temsilcisi PKK ile dost çevreler bir taraf ve dışındakiler ise diğer bir taraf olarak bu süreci kazanmaya çalışıyorlar.
Bu çerçevede yaşanan savaş durumu ise herkesin gündemini meşgul etmekte. Tabii bu savaş çok yönlü yaşanmakta. Askeri, siyasi, politik…
Siyasal açılım adı altında yürütülen asimilasyon konsepti bir yandan devam ederken, diğer yandan da ordularını Kürdistan’ın her karış toprağına konumlandırmayı eksik etmemektedirler. Özellikle Kürdistan’ın Kuzey ve Güney sınırına yapılan askeri sevkıyatlar her şeyden önce TC sisteminin bu açılımlar konusunda ne kadar samimi olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bunun yanında yıllardır süren bu savaştan hiçbir sonuç çıkarmayan TC sistemi yine gündemine PKK’nin silahları bırakmasını almış durumda. Tasfiye konseptine ilkel milliyetçi çevreleri de ekleyerek ve bu planlarını büyük ağabeylerine de onaylatmak suretiyle etkili olmaya çalışıyor. Tabii destek bulmadığını söylemek olayı yanlış görmek olur. Çünkü PKK’yi düşman olarak görenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur ve PKK’ye silahsız çözüm teklif etmek demek bu çevreler tarafından yapılan bir “Teslim ol!” çağrısıdır.
Halkımız da bu çevrelere qırıxların diliyle “ehmaqlar” demektedir. Çünkü 30 yıl boyunca yaşanan savaşta Kürt halkına ve ezilenlere karşı yapılan tüm saldırılara karşı PKK’de teslimiyet değil direniş gerçekliğinin her zaman yer aldığını görmemek için ahmak olmak gerekmektedir. Çünkü PKK’de yaşamanın adı direnmektir ve teslimiyetin ihanete, direnişin ise zafere götürdüğü gerçeği şanlı PKK tarihinde defalarca ispatlanmıştır.
Newroz coşkusunu yaşadığımız bugünlerde halkımız alanlara yine sığmadı ve tüm dünya Kürdistan’da ki Newroz kutlamalarını gıptayla seyretti. Tüm engelleme, pasifize etme ve moral bozma çabalarına karşı Kürt halkı tek yürek ve tek ses olarak bu yılın Newroz’unu da diğer yıllarda olduğu gibi gerilla coşkusuyla kutladı ve egemenlerin tüm politikalarını boşa çıkartarak gelişebilecek saldırılara karşı her zaman hazır olduğunu gösterdi. Öyle ki bir çok şehirde kutlamalara küçük yaştaki çocukların ellerinde oyuncak kleşlerle ve büyük küçük binlerce kişinin gerilla kıyafetleriyle alana gelmeleri ise silahsızlanma çağrılarına Kürt halkının sert bir tepkisi olmuş ve Kürt ile silahın ayrılmaz iki parça olduğunu ortaya koymuştur. Bu halk Agitleri, Adılları, Beseyleri, Nudaları ve daha nice silah omuzda düşenleri unutmadığını ve hiçbir zaman unutmayacağını bir kez daha göstermiştir.
İçinde bulunduğumuz sürecin bir aşaması olarak Newroz, Kürt halkı tarafından kazanılmıştır ve AKP ile onun temsil ettiği sömürgeci politikalara bırakılmamıştır.
Sürecin diğer aşaması olarak ise önümüzde yerel seçimler var. Dehaq’ın torunları bu seçimleri de kazanabilmek için Kürdistan’da her türlü çirkefliği denemektedir. Ordu ve AKP ortaklığının başını çektiği kliğin halkımız üzerinde oluşturmaya çalıştığı baskı, tehdit, tahrik ve rüşvet girişimleri yakından takip ettiğimiz girişimlerdir. Ancak halkımızın Newroz coşkusu 29 Mart’taki rengini de belli etmiştir. Halkımız Dehaq’ın torunu olan kirli partilere değil, özgürlük ve demokrasi taraftarı olan güçlerden yana oy kullanacağını ve fiili olarak vermiş olduğu iradesini siyasi olarak da vereceğini dile getirmiştir.
Newroz’u kazanan Kürt halkı 29 Mart yerel seçimlerini de kazanacaktır.
- Ayrıntılar
Kürdistan dışında, Kürtler dışında,
Ülkelerde, kıtalarda, dünyada ve evrende,
Özgürlüğe bu kadar ölümsüzlüğüne aşık olan başka birilerini ve toprakları söyleyebilir misiniz?
Ak sakallı dedelerimizin yüzlerinde pamuk yumuşaklığındaki zafer coşkusu var.
Mahşeri kalabalıklarla cennetin kapılarına yüklenen halkımız var.
Doğanın tüm renkleri ve zenginliğini ulusal giysilerinde yaşatan halkımız sahnede.
Yediden yetmişe melek yüzlü ak u pak insanlarımız meydanlarda insanlık adına ne varsa yeniden yeniden diriltiyor.
Ateşin ve güneşin çocuklarından en nadide olanları da dağlarda halaya durmuş.
Köylerde, kentlerde ve metropollerdeki tüm Kürtler özgürlük halayına kalkmış.
Bu özgürlük halayı durmayacak.
Dağlar ve kentler birleşene kadar,
Diller ve lehçeler doğal akışıyla konuşulana kadar,
Kürdistan’daki askeri kışlalar, kültürel soykırım kışlaları –Türk okulları- ile sömürgeci partiler paş paşki Kürdistan’ı terk edene kadar,
Seyid Rızaların, Şeyh Saidlerin, Alişerlerin ve Yadoların intikamı alınana kadar,
Mazlum Doğanların, Rehşan Demirellerin ve Zekiye Alkanların vasiyetleri yerine gelene kadar,
Enes Ataların, Uğur Kaymazların, Mizginlerin ve Şilanların hesapları sorulana kadar.
Devam edecek ve yinede devam edecek bu özgürlük halayı.
Önder APO özgürleşene kadar,
Özgür Kürt kimliği oluşana kadar,
Özgür ve Demokratik Kürdistan oluşana kadar,
Devam edecek ve devam edecek bu özgürlük halayı.
Halkımız 2009 Newrozunda bunu aşina ve eşkera bir şekilde ilan etti.
Dünya aleme duyurdu.
2009 Mart’ta sandığa giderken bunu siyasal güce de dönüştürecek.
Sandıktan farklı sonuç çıkarsa AKP’nin deq u dolabı olur.
Halkımızı bunu kabul etmeyecek ve bu durum AKP için kıyamet olur.
Böyle biline…
Sakın ha….
Sakın ha….
AKP’li münafıklar hileye başvurmayın.
Halkımızda ta ki sandıklar sağlam bir şekilde açılmadan ve sağlam bir şekilde sayım yapılmadan ve sandık zaferimiz dünyaya duyurulmadan yerine oturmamalı.
Zaferimiz açıklandıktan sonra zafer kutlamaları yapılmalı.
2009 Newrozunun melek yüzlü halkım bu zaferi fazlasıyla haketmiştir.
Bundan dolayıdır ki, dünyanın en güzel halklarından biri olan halkımızın fedaisi olmuşuz.
- Ayrıntılar