Basına ve Kamuoyuna!
1. 24 Ekim günü saat 17.45’te Amed’in Dicle ilçesine bağlı Tim tepesinde bulunan işgalci TC ordu askerlerine yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
Kürdistan’daki yaşanan şiddetli savaş gerçeği ve mevcut mevsim koşulları nedeniyle Kürdistan dağlarında av faaliyetinin yasaklandığını, buna uymayanların gerekli yaptırımlara tabi tutulacağını belirtiyor,halkımızı ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 23 Ekim günü saat 17.10’da Dersim merkeze bağlı özel harekat polis noktasına yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Eylemde 1 özel harekat. polisi öldürülmüştür
- Ayrıntılar
TTP harflerini okuyunca, hemen aklınıza; koyu gri renkte ve girişinde “Türkçe Konuş, Çok Konuş” yazılı bir pankartın asılı durduğu devlet dairesi gelmesin!
TTP yani; Tactics Techniscs Procedures’muş!!! Bu TTP’yi Türkçeye çevirirsek, daha doğrusu Türkçeleştirilmiş İngilizcesiyle okumaya çalışırsak; Taktik Teknik Prosedürler oluyor…
Hazır yazının girişinde Türkçe konuş çok konuş noktasına değinmişken, bu TTP sayesinde Türkçenin çokluğundaki İngilizceye de ince bir nümayiş de bulunmuş olduk…
Peki, halen bu TTP’nin ne olduğunu anlamaya çalışanlar vardır muhakkak! Biz onlara daha orijinal bir nitelemeyle açıklamaya çalışalım. Bu TTP var ya; kelimenin tam anlamıyla zurnanın son deliği, anasının gözü!
Aslında bazıları abd’li büyükelçinin yaptığı bu açıklama ve ardından Erdoğan tarafından verilen yanıtta kullanılan kelimeler üzerine yeni bir tartışmanın ve hatta yeni bir sürecin başladığını düşünüyor olabilir.
Zaten bu tipler bu düşüncelerle ve benzeri söylemlerle sürekli kendi dünyalarında bir nütasyon halindedirler de, neyse! (bu biraz farklı bir konunun yazısı oluyor, biz tekrar kendi konumuza dönelim)
Abd’li büyükelçi ne demek istedi? Yani gerçekten de bu söylemlerin aslı astarı var mı?
Belki bu yönde girişimlerde bulunulabilir, belki bu yönde çeşitli görüşmeler devam ediyor olabilir, belki bu yönde çeşitli hazırlıklar ve çeşitli kuvvetler hazır kıt’a bekletiliyor olabilir.
Bunların hepsi belki ile başlayan ve şu an itibariyle varsayımların dışında herhangi bir gerçekliği olmayan tartışmalardır. Ondan dolayı elçinin sözlerini bu yöne çekmek ve bunlar üzerinden bir psikolojik ortam hazırlamaya çalışmak;
Kesinlikle PKK’ye yönelik etki de bulunmaz! “-hatta devletler bu tür hazırlıklarını hiçbir şekilde dışarı sızdırmazlar”
O zaman geriye kalan neyse onun üzerinden konuya yaklaşmak daha makuldür.
Geriye ne kaldı diye sorulabilir bu aşamada!
Geriye bizim demeye çalıştığımız gibi zurnanın son deliği kaldı!
Elçinin söylemeye çalıştığı bu; “…. Her türlü istihbarat paylaşımında bulunduk, hatta ladin tarzı bir formülü de masaya yatırdık” demesi aslında verilen bir destekten ziyade, diplomatik olarak elçinin Türkiye’ye duyduğu illallah’lık ruh halini yansıtıyor.
Özcesi abd’li elçi; her şeyi yaptık, ne dediyseniz yaptık hatta daha fazlasını vermeye çalıştık, ama size yaranamadık. Halen daha fazlasını istiyor ve bizim politikalarımızda sürekli bunu ön plana çıkarıyor, dosyanın ilk gündemine bunu alıyor ve masaya bunu sürüyorsunuz demeye çalışıyor.
Yoksa gerçekten de işin ciddiyetine yönelik bir yaklaşımı olsa; sözünü ettiği konuların muhatapları kesinlikle gazetelerin Ankara temsilcileri değildir.
Daha farklı ambiyanslarda ve muhataplarıyla bu konuları konuşurdu elçi! Demek ki, arada inceden de olsa bir serzeniş ve yaşanan tıkanmanın dışavurumu var!
Hatta elçinin gazetecilerle yaptığı bu konuşma; üstü kapalı bir şekilde şikâyettir.
Abd’li elçi bu açıklamasıyla;
Devlete sunulan imkanlara rağmen, Türkiye’nin başarısız olduğunu,
Abd’den de daha fazla bir şey istemelerinin anlamsız olduğunu,
İlan etmiş oldu!
Bu mesajı en iyi anlayan ise; Erdoğan oldu!
Konuya ilişkin yaptığı açıklamaya; “… metni ve elçinin açıklamalarını okudum” diyerek başlamıştı. Herhangi bir aktarım ya da ileti yok! Direk okuma ve karşılaşma söz konusu, belki bundan dolayı da iyi anlamış olacak ki; “ladin evde, bizimkiler dağda, mağaralarda” demeye getirdi!
Yani ikisi arasında arazinin beşeri yapısındaki farklılıkları dile getirdi ve bunların göz önünde bulundurulmasına vurgu yaptı.
Ondan dolayı da ikisinin birbirinden farklı olduğunu vurguladı Erdoğan! Abd’li elçinin gazetecilerle yaptığı söyleyişi ve Erdoğan’ın verdiği cevap bize; Abd ile Türk devleti arasında yaşanan hafif gerginliği de gösterir nitelikte!
Geçtiğimiz dönemde abd’ye daha güçlü keşif uçakları ve tam donanımlı pradetör’ler konusunda serzenişte bulunan türkiye’ye, elçiliği üzerinden abd’nin verdiği cevap da bu oluyor; size her şeyi verdik daha ne istiyorsunuz?
Türkiye yönetimi ve malum çevreler bu gerçeği görerek ne istediğine bir daha mı bakacak, yoksa TTP ile tartışmalara Türkçeleştirilmiş İngilizcesiyle katılarak nütasyonlarına devam mı edecekler?
Önemli olan bu, gerisi ise bazılarının da fark ettiği gibi gerçekten de “boş sözler!!!”
Jan Ararat
- Ayrıntılar
Uzmanlar, analizciler, araştırma merkezleri, mit’i, emniyeti, ordusu ve artık ne kadar böyle kendince kendini akılı sanan devletin özel güvenlik birimleri varsa hepsinin ortak ‘tespiti’: PKK eylemleri kışında sürecek.
Bu tespiti yapanlar ne kadar da büyük araştırmalar ve incelemeler içerisinde olduğunu bir bilseniz. Ne kadar da yoruluyorlar. Ne kadar da istihbari bilgiyi irdeledikten sonra bu sonuçlara ulaştığını bir bilseniz. Muazzam yorucu bir çalışma, muazzam emek yoğunluk bir iş ve tabii birde muazzam bir beyin emeği…
Ekranlarda, gazetelerde, internet sayfalarında okuduğunuzda bu yukarıda sıraladıklarımızın tümü adeta bu “uzmanların” tümü böyle bir görüntü veriyorlar. Ne kadar da “büyük şifreler” çözdüklerini yansıtmaya çalışıyorlar. Böylelikle kendilerine birer ekmek kapısı bulmuş oluyorlar. Hem de uzman olarak, hem de bilirkişi, hem de stratejist, hem de araştırmacı, hem de ne kadar böyle sıfat varsa bunların tümünü hanesine yazdırarak bunları yapıyorlar.
Açıkça söyleyelim, böyle tellallara ihtiyaç yoktur. Hele hele halkların paralarıyla geçinen şehit Dr. Baran yoldaşımızın deyimiyle “Sünepelere” gerçekten de hiç ihtiyaç yoktur.
Özgürlük hareketi olarak yaptıklarımızı alenen belirtiyoruz. Yapacaklarımızı da açıkça hiçbir gizliliğe başvurmadan söylüyoruz. Doğru ya da yanlış ama böyle öğrendik ve böyle yapmaya da devam edeceğiz. Belki de özüyle sözü bir olmanın gereğidir.
Bunun için diyoruz ki sizin o çok para harcadığınız stratejistlere, uzmanlara, tellallara, araştırmacılara ve bilirkişilere ihtiyacınız yoktur. Alın özgürlük hareketinin görüşlerini dile getiren yayınları, ya da kısmen de olsa özgürlük hareketinin söylediklerini dile getiren medyayı orada bu tüm insanların ölümü üzerine para kazananların hiçte büyük araştırmacı olmadıklarını göreceksiniz.
Nedeni basittir. Araştırılacak bir şey yoktur. Derinlerde seyreden hiç bir şey gerçekten de yoktur. Her şey apaçıktır. TC devleti faşizmi doludizgin yürütüyor. Yaklaşık 10 bin Kürt siyasetçisi, sivil toplumcusu, sanatçısı, avukatı, gazetecisi, sağlıkçısı, sendikacısı, kadın aktivisti derken ne kadar duyarlı Kürt varsa hepsini yargısız bir şekilde zindanlara tıkamıştır. Kürt analarına, kadınlara ve gençlere faşizanca yönelmektedir. Seçilmişlerine o kadar hakaret edilmektedir. Kürdistan’ın coğrafyası adeta değiştirilmektedir. Doğası tahrip edilmektedir. Ormanları yakılmaktadır. Dili yasaklanmakta hatta hakaretlere maruz kalmaktadır. Derken gerillasına kimyasal gaz kullanmakta. Ve birde Kürtlerin kültürel soykırımını hızlandırmak için ellerinde ne kadar imkan varsa hepsini devreye koymaktadırlar. Ve tabii bir de bu halkın önderliğiyle bir yıldan çok aşkın bir süredir hiçbir görüşme yaptırılmadığı gibi dünyanın en büyük linçini ona karşı yürütmektedirler.
Tüm bu nedenler ortada dururken herhalde bu halk için yola çıktığını iddia eden bir gerilla hareketi artık kış değil, zemheri de olsa bu kadar faşizanca yönelimi kırmak için ve var olan durumu tersine çevirmek için kesintisiz direniş içerisinde olacaktır. Bu durum bu kadar açıktır.
Ve tabii birde bu halkın gerillası artık sadece gerilla hamlesini Kürdistan’la sınırlı tutmayacak ve tüm Türkiye sathına yayacaktır. Bu durum da bu kadar açıktır.
Evet, durum bu kadar açık iken, uzman geçinen tellallara ihtiyaç gerçekten de yoktur. En iyisi bizi bizden dinleyin ve öğrenin.
Şıho Dirlik
- Ayrıntılar
Demokratik Kamuoyuna ve Tüm Kürt Kadınlarına!
Kadın ordumuzun öncü militanlarından ve Komutanlarından olan Gülnaz Karataş (Beritan Hevî) yoldaşımızı şahadetinin 21. yıldönümünde büyük bir minnet ve saygıyla anıyoruz.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
22 Ekim günü saat 14.30’da Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Gırana karakoluna yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Tüm hedeflerin etkili vurulduğu eylemdeki ölü ve yaralı asker sayısı tespit edilememiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 20 Ekim günü işgalci TC ordusunun Muş’a bağlı Kızılağaç, Zengok, Kozmê alanlarında kobra helikopterler ve zırhlı araçlarla düzenlenen yoğun bombardımanlar ardından başlattığı operasyon 23 Ekim günü geri çekilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 21 Ekim günü saat 16.00’da Şırnak’tan Osyan karakoluna giden skorsky tipi 1 helikoptere yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Vurularak ağır darbelenen skorsky helikopter Şırnak’a geri dönerek acil iniş yapmak zorunda kalmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 18 Ekim günü Ağrı'nın Eleşgirt ilçesinde gerillalarımız tarafından gerçekleştirilen eylem ardından işgalci TC ordusu tarafından Kosedağ, Çerkez Köy, Çat, Dahar ve Xanê köyleri ile Çemçê alanında bulunan Kalo Vadisine yönelik olarak başlatılan operasyon halen gizli birliklerin keşif ve pusulamaları şeklinde devam etmektedir.
- Ayrıntılar